Biliyor musunuz? Ben Japonya'ya kendi isteğimle gelmedim..
Bazen instagram veya Facebook hesabımdan Türkiye'yi öven paylaşımlar yapınca takipçilerim hemen lafı yapıştırı veriyor.. Çok seviyorsan neden kaçtın ülkenden. Neden Japonyadasın o zaman? vs..
Bu benim tercihim değildi ki! Bir insan vatanından ayrıysa kendi tercihi de olmayabiliyor.
Her insanın yaşadığı hayatı bir sebeple seçmek zorunda kalabiliyor neden kendinizi onun yerine koyup iki saniye de olsa düşünmüyorsunuz? Çok alıyorum bu tür tepkiler.
Japonya'ya gelme sebebimi de ilk yazılarımda gelişimi yazdım. Okursanız sevinirim 😊
Japonya'ya taşınalı 8 sene falan olmuştu. Canım o kadar çok semizotu salatası çekiyordu ki annemle her telefonda görüşmemizde semizotu özlemimden bahsederdim.
O da ana yüreği işte hep içerlerdi. Ne yapsam? ne etsem de sana göndersem derdi.
Gelen giden varsa gönderiyim diye çırpınırdı kadıncağız.
Semizotunu ilk kez 10 yaşlarımda memleketim olan Çorum'a gittiğimizde yemiştim.
Hayatımda ilk kez ve dünyanın en lezzetlisi ve organiği olan köy semizotu, köy yayığı ve köy yufkasıyla Canım teyzemin elinden yemek olmuştu. Hala o lezzeti tutturamıyorum.
Benden dolayı olduğunu düşünmüyorum aslında :) Tek sorun köy ürünleriyle yapamadığımdan.
İşte o günden sonra çok sevmiştim semizotunu. Japonya'ya taşındıktan sonra ilk özlemini çektiğim şeylerden biri o olmuştu.
Doğma büyüme şehir kızı olduğumdan yeşillikten hiç mi hiç anlamam.
Anlamadığımı da birazdan göreceksiniz:))
Anlamasamda Telefondan semizotu resmini ve japoncasını bulup markete almaya gitmiştim ilk geldiğim zamanlar. Ama hangi markete gitsem bütün market çalışanları boyunlarını eğip bu nedir? nasıl bir şeydir bilmiyorum dediler.
Hiçbiri semizotunu bilmiyordu, bende tarif edemiyordum:(
Gel zaman git zaman, bir kaç yıl sonra annem ilk ziyaretime Japonya'ya geldi.
Ne annemden ne de benden mutlusu yoktu😍 Her gün bir yere götürüp gezdiriyordum.
Annem aynı ben:) çok sever gezmeyi de konuşmayı da öğrenmeyi de.
geldikten bir kaç gün sonra bizim caddeden yürürken bir anda yolun ortasında durdu kaldı öylecek.
Hiç kıpırdamadan yere dik dik bakıyor.
Korktum noldu acaba? Hemen geri dönüp noldu? bir şeyin mi var dedim?
Annemin yüzü şekilden şekile girmeye başladı:) Önce şaşkın bakışlar, sonra tebessüm en sonrada kızgın bakışlarıyla bana dönüp geri zekalı yer gök semizotunu ya burası.
Onca zamandır üzülüyordum ne yapsamda buna semizotu gönderip de yedirsem diyordum.
Kızım sen manyak mısın? Evin dibi semizotu kaynıyor hiç mi farketmedin! dedi...
Anne semizotu nedir? neye benzer ben ne bileyim! Ben bunlarıları ot sanıyordum.
Tamam yedim bir kere ve çok sevdim, özledim ama pişmiş halini biliyorum sadece!
Şimdi bunlar semizotu mu cidden? diye kendimi gerçekten de gerizekalıya koyup masum rolü yaptım:) Eee kadının vicdanıyla oynadık onca yıl:))
Annemi o an görecektiniz.. Saldırıyor semizotlarına:)) Mübarek cidden de öyle bir bereketli çıkmış ki! Sanırım 10 kilo kadar toplamış annem o hızıyla:)
Eve geldik, birlikte temizleyip, pişirip yedim ama nasıl yiyorummmm parmaklarımla birlikte:))
Ben onu yerken annemin sevincini görmeniz gerekti:) Kadının yüzü nasıl gülüyor, tarif etmemin imkanı yok:)
Annem 3 ay kaldı yanımda, 3 ay boyunca da gördüğümüz göreceğimiz bütün semizotlarını toplayıp haftanın 2-3 günü bana pişirip durdu:) hatta dönmesine 1 hafta kala dondurucumu semizotu ile doldurup öyle gitti anammm:))
Ülkenizi ovmeniz ozlemeniz için kendi isteğinizle gitmek de engel değil bence. Gayet de gule oynaya gidip, gayet de ozleyebilirsiniz yani. Biz fazlaca ve acımasızca ülkemizi eleştiren bir milletiz malesef. Allah vatan bilinci nasip etsin herkese.
YanıtlaSil