31 Ağustos 2016 Çarşamba

Japonya'nın en ucuz giyim mağazası "GU"..

Sürekli Japonya'nın ucuz marketlerini, apartmanlarını, dükkanlarını yazıyorum..
Neden çünkü canım Türk turist halkımız Japonya'da en iyi, en güzel şekilde tatilini geçirsin diye:)
Dışarı çıktığımda 'information' ofislerini dolaşıyorum da rehber kitapçıklarında "İngilizce","Çince","Korece" var sadece..
Bizim insanlarımız gelmeden önce Google dan yaptığı ufak tefek araştırmalardan nereyi gezilir, ne yenilir den başka hiç bir bilgiye ulaşamıyorlar..
Olan bir kaç japonya hakkında yazılar veya blogerlar var ama kendi günlük yaptıkları, yedikleri, içtiklerinden başka bir şeyden bahsetmemişler..
Sadece tatil amaçlı değil, japonya'ya yerleşmiş veya yerleşmeyi düşünenlere de faydam dokunsun isterim..
Bir gün göçüp gittiğimde hala verdiğim bilgilerden yararlanmış insanların duasını almak ümidiyle başladım bu işe ve devam ediyorum:))
Bugün sizlere Japonya'nın en büyük giyim mağazalarından biri olan "Gu" dan bahsetmek istiyorum..
Türkçe telaffuzu (ciyu) eğer Japonya'da kıyafet, ayakkabı, çanta, çorap, iç çamaşırı alışverişi yapmak istiyorsanız buraya uğramadan başka yere gitmeyin derim..

Pantolonlar, penyeler, etekler, gömlekler '500' yenden başlıyor..
Japonya'da normal bir mağazaya uğraşmış kişiler bilir.. Bir pantolon veya etek 3 bin yenden başladığını:)
Seyahat amaçlı gelenler zaten valizlerine yeterince kıyafet ve gerekli eşyalarını koyup geliyor.
Ama hiç ummadık bir sorunla yaşadığınızda birşeyler almak zorunda kalıyorsunuz..
Japonya'ya öğrenim için gelenlerde fazla bir yük yapıp getiremiyor..
En uygun yerleri araştırmalara başlanıyor hemen :)
İşte bu mağaza size ilaç gibi gelebilir:) Hele de mevsim bitimlerinde 500 olan mallar 300 e 200 e düşüyor.
Oleyyyy kap kap kap :)) valla yedekliyorum hatta :))
Özellikle de mevsim sonları alışverişlerine bayılıyorum:) Naparsın Japonya'da bir maaşla geçinmek zor..
'Gu' nun malları pek kaliteli değil onu söyleyeyim:) Türkiye deki pazar malları kalitesindeler..
Ama tüm japonya'ya dağılmış en büyük giyim mağazası olmuş durumda..
H&M gibi, Zara gibi bir mağazadan bahsediyoruz.. Fiyatı yükseldikçe kaliteside yükseliyor canim :)

Sizlere resmi site adresini de veriyorum.. Kampanyalardan faydalanmak için takipte olun..
Kapıda ödemeli kargo sistemleri de mevcuttur.. İlk üyelikte kargo bedavamış millet :))
http://www.gu-japan.com

Japonların 'Tayfun' çilesi..

Bugün sizlere "Tayfun" dan bahsetmek istedim..
Japonca'da taifu olarak telaffuz ediliyor. Yazılışı ise "台風" dur..
Yazıma başlamadan önce bir 'Google' amcaya danıştım:) acaba türkiye'de tayfun denilince akla ilk ne geliyor?
Şöyle bir resimlere ve yazılara baktımda ya topçu çıkıyor yada popçu..
Sadece bir tek resim gördüm gerçek aramak istediğinim konu hakkında o da tabiki de haber sitesinden 'Japonya'da şiddetli tayfun' başlığı altında..
Çok şükür Türkçemizde kullanıyoruz ama isim olarak..
Ama mâlesef japonların baş belası tsunami den sonra ikinci gelen bir doğal afet sebebi..
Japonya'nın ister en kuzeyinde olun, ister en güneyinde hiç fark etmez..
Tayfundan kaçacak deliğiniz yok!
Neredeyse yılın 10 ay'ını tayfunla birlikte yaşıyor japonlar..
İş'e gidemememin , aniden okul tatilinin en güzel sebebi de olabiliyor:))
Akşam yatarken hiç birşey yokken sabah kalktığınızda çatılar uçmuş, ağaçlar devrilmiş, arabalar sürüklenmiş haberlerle uyanıyoruz..
Ve bir anons bugün tüm okullar tatil.. Çocuklar oleeeey, veliler eyvah ne yapıcam bugün?:)
İş güç var çocuğu evde bırakıp gidemiyorsun..
Emanet edecek kimse yok? Mecburen ara işyerini gelemediğini ezile büzüle anlat:)


Yıl 2009 annemin bizi ilk ziyareti. Akşam Tv izlerken haberlerde yarın tayfun geleceği haberini aldık.
Annem'de pek meraklıdır:) Oturuyoruz çocuklarla anneme izlediğimiz tüm programları tercüme yapıyoruz.
Ne yapsın kadın sıkılıyor.. Haberleri izlerken yine sordu ne var haberlerde? Ne anlatıyor?
Bende dedim 'Yarın tayfun geliyormuş' aaaaaa diye tepki verdi..
Ne bileyim aynı şeyi konuşuyoruz sandım..
Japonya'ya mı gelmiş? dedi.. Bende evet dedim..
İyi gidelim görmeye dedi.. Neyi diye sordum:) Ferdi Tayfur geliyormuş ya onu dedi..
Ben bir duraksadım peşine attım kahkahayı:)))
Yok yok yarın fırtına geliyormuş diye onun anlayacağı kelimeye çevirdim:)
Yıllarrrr yıllar oldu hiç unutamadım bu anımızı:))
Çok şükür Tayfunların, sert fırtınaların olmadığı bir ülke'de yaşadığı için bilmiyor kadıncağız:)
Muhakkak Karadeniz de tayfun oluyordur ama biz Anadolu kökenli olduğumuz için ilkkez Japonya'da gördük.

Japonya bildiğiniz üzere bir ada ülkesidir.. Dört çevresi okyanuslarla kaplı olduğundan binlerce yıldır tayfunla yaşamayı öğrenmişler..
Adamlar ne kadar depreme dayanıklı binalar yapsada o tayfun anında binanın gidip geldiğini hissediyorsunuz..
Hala en az 100 yıllık, 500 yıllık yapılarla dolu bir ülke.
Allahın verdiği bu doğal afetler yüzünden zamanla bu yapılar git gide azalıyor..
Çoğu yıkım haberleri küçük yerleşim yerlerinde oluyor.. Özellikle de sahil kasabaları..
Tayfun anında Tv den dakika başı çok mecbur kalmadıkça sokağa çıkmayın uyarısı yapıyorlar.
Gerçekten de çok gerekli bir uyarı. Her an çatıdan veya inşaat alanlarından başınıza bir şeyin düşme olasılığı %80 dir..
100 kiloluk adamlar bile yürürken adım atmaya zorlanıyorlar.
O ki çatıdaki insan yapımı bir kiremit düşme olasılığını siz düşünün..
O gün o şehrin neredeyse yarısına yakın halkı eve kapanır..
Devlet daireleri açık olsun hiç fark etmez sokağa çıkmaya korkuyor insan..
Sokaklar bom boş olur. Arabalar bile azdır:)
Alışveriş dükkanları, restaurantlar, sinema salonları, çarşı pazar heryer bom boşdur.
Tayfun bu yer sahiplerin bellerini kırıyor ama ne yapacan Allahın reva gördüğü bir şey :)

26 Ağustos 2016 Cuma

Japonya'nın ' Evden eve nakliye' şirketleri..

Lakabımın 'Osakanın muhtarı' olmasının nedenlerinden biri de, yeni gelenlere belediye hizmetlerinde, hastane hizmetlerinde, banka işlerinde yardımcı olduğumdandır..
Ama en büyük yardımı ev bulmada yaptığım için bana muhtar derler osakadakiler:)
Onlarla birlikte emlakçılara gider, tek tek evler gezilir, onların adına anlaşma yaparım.
Gerçektende uzman olduğum bir konuya dönüştü bu iş:)
Biri taşınacağı zaman ilk aranan emlakçılar değilde ben olurum:)
Hangi semtde ne tür evler var, hangi semtdeki kira fiyatları nelerdir, belediye evleri, ucuz evler, aile evleri vs. her tür bilgiye sahip oldum sayelerinde:)
Ha nasıl başladım bu işe? İlk geldiğim ev 'Bekar evi' olduğundan gelir gelmez 3-4 yıl içinde kendime ev arama olduğundandır.
15 sene de 4 kere taşındık..
Her oturduğumuz ev de bir sorun çıktı taşınmak zorunda kaldık hep.


1. Hamile olduğum için bekar evinde bebek yasağı çıktı karşıma..
2. Oğlum büyüdü ve kendime ait bir oda istiyorum demelere başladı:)
3. Büyük eve çıktık, ev çok güzel, içime sinerek oturduğum bir evdi fakat 2 sene sonra Kızımın ilkokulu çağı geldi, adrese bağlı ilkokul 'Daikokucho' denen yakuzaların çoğunlukla yaşadığı semte çıkması oldu..
4. İşte bu evde kaldık. Hiç bir mana bulamadık, buradan tr dönüşü:))
Üstte verdiğim amblemler Japonya'nın önde gelen "Nakliye" şirketleridir..
İlk iki sıradaki büyük resimler en güvenilir ve en çok tercih edilen şirketlerdir..
İşlerinde gerçekten de uzman insanlar..
En çok tercih edilenler arasında '0003' ve '0123' bu ikisini çok görüyorum..
Türkiye'deki gibi büyük firma kendi adını satıyor. Ne kadar ünlü okadar pahalı:)
Taşınmayı daha ucuza getirmek istiyorum derseniz küçüklerini tercih etmenizi öneririm:)
Ev kiraladığınız emlakçılar zaten size ısrarla şu şirketle anlaşma yapın diye ısrar edip durur:)
Sebebi de her anlaşma da prim almalarıdır..
Ama siz kendi kârınızı göz önüne alarak başka şirketler de araştırmak istediğinizi bildirin..
Ha birde şu var, emlakçı size önerdiği şirketler üzerine pazarlık yapın.
100 metrelik yere taşınacaksınız ve nakliye şirketi size 90 bin yen masraf çıkarıyor.
Mesafe zaten yakın ben 50 verebilirim diyin %70 ihtimal kabul ediyor..
Çünkü az mesafelerde pek bir zararı olmuyor.
Uzun mesafelerde de pazarlık yapın tabiki.. 3-4 yen aşağı indirmek taşınma masrafınıza büyük bir faydası olacaktır..

Gelelim nakliye şirketleriyle ilk görüşmelere ve anlaşmalara..
İlk önce nakliye şirketinden bir eleman taşınacağınız eve geliyor.
Elinde bir liste ve sizin eşyalarınızı tek tek yazıyor.
Her bir eşya ayrı bir fiyattır.. Ne kadar çok çekmeceniz, dolabınız, koltuğunuz, sehpanız, buzdolabı, çamaşır makinesi vesaire varsa her bir eşyanın karşısına 5 bin yen, 8 bin yen, 3 bin yen olarak listeye işliyor.
Eşyalarınız ne kadar çoksa taşınma maliyetiniz de o kadar yüksek demektir..
Size önerim, taşınmaya karar verip evi tutar tutmaz atmak istediğinizi atın, satmak istediğinizi satın veya birilerine ücretsiz dağıtın..
Önceki yazılarımdan Japonya'da parayla çöp atmak adı altında ki yazımı hatırlayacak olursanız ha taşınma şirketine vermişsiniz o ücreti ha çöpe vermişsiniz farkeden birşey olmaz:)
Bir sonraki yazılarımda size eşyalarınızı nasıl nakite çevireceğinizi anlatıcam:))
Neysem işteee gerçekten taşımak istediğiniz eşyaları listeye koydurdunuz.
Oturdunuz pazarlığa:) düşürebildiğiniz kadar düşürmeye çalışın..
Listeye göre size bir gün verilecek. Taşınma gününe kadar sadece iç çamaşırlarını, isterseniz kardolabınızın tamamını, özel eşyalarınızı kendinizin toplamanızı isteyecekler.
Gerisini taşınma şirketi ayarlıyor. Mutfak dolabınızın tamamını, yatak yorganı, mobilyaların sökümünü, buzdolabını boşaltılmasını, ayakkabılığınızı herşeyi tamamen onlara bırakıyorsunuz..
Tek tek bardaklar için özel kutular, tabaklar için özel çekmeceli kutular, ayakkabılarınız için özel katlı çekmeceler getiriliyor.
Her hangi bir eşyanızın kırılma veya çizilme olasılığı %1 dir..
Hadi oldu diyelim bu şirket kırılan o eşyanın değerinin tamamını size ödüyor..
Evi komple toplayıp kamyona aldılar eve götürüp ortaya bırakacaklar sanmayın:))
Adamlar evi tamamen kendileri yerleştiriyorlar..
Bu işte profesyoneller diyorum size:) Mutfak eşyalarınızı sizin talimatınıza göre tek tek yerleştirilir...
Buz dolabınızın içini, çamaşır makinenizin bağlantılarını, bulaşık makinenizin bağlantılarını, ayakkabılığınızı, koltukları ve yatakların kurulumu..

Size bir günde hem taşınma hemde yerleştirme sunan bir hizmetten bahsediyorum..
Türkiye'deki gibi öyle koltuk takımları, yatak odası takımı, vitrinler ,konsollar yok.
O yüzden Japonya'da taşınmak da yerleşmek de bir gün içinde oluyor..
Taşındığınız ev zaten sizden sonra içi tamamen yıkılıp sökülüp tamire giriyor.
O yüzden temizleyeyim de çıkalım derdi yok.
Yeni girdiğiniz ev de aynı şekilde sizden önceki insanın çıkmasından sonra yıkılıp, sökülüp, temizlikçi şirketi gelmiş gıcır gıcır bir ev buluyorsunuz.
Kapı ağzına kadar cilalanmış parkeler, silinmiş camlar ve yağları temizlenmiş bir mutfak var.
Banyo yeni takılmış gibi pas parlak:)
Nakliye şirketi de galoş kullandıkları için direk o şekilde halılar serilip çıkılır evden..
Dünyada taşınması en rahat ülkedir Japonya..
Türkiye'de taşınmak, yerleşmek 1 ay'ı buluyor mâlesef..
Çünkü badana boyası, temizlik işi zaten bir haftayı buluyor.
Taşınması iki günü, yerleşmesi iki hafta derken insana 10 yaş katıyor bir ay da :))

Japonya'da 'Bayan' apartmanları..

Japonya'ya gelince rahat ev bulmanız için çeşit çeşit evlerden, apartmanlardan bahsettim durdum.
Bugünde sadece bayanlara özel olan apartmanlardan bahsetmek istiyorum:)
Malum kötü bir devirdeyiz. Türkiyesi olsun, avrupası olsun, asyası olsun her milletin iyisi de var, kötüsüde var.
Japonlar çok saf, temiz, saygılı, görgülü bir millet olduğunu hep söyler dururuz.
Ama tabiki de japonlar'da da kötüsü çıkıyor. Helede içtimi zivanadan çıkanlar yokmu..
Ailesinden ilk defa ayrılacak olan genç kızlar, üniversite için şehir dışında yaşayacak öğrenci kızlar ev ararken emlakçıya özellikle de bayan apartmanlarını tercih ettiklerini belirtiyor.
Özel istek olduğu için diğer evlere göre az da olsa fiyat farkı vardır.
Normal bir apartmanda tek göz oda 30 bin yen ise, bayan apartmanların da 40 bin yenden başlıyor.
Tek yaşayacağı için bu tip öğrenci veya ailesinden ayrılmış kızlar tek oda, mutfak, wc ve banyosu olan 1K (wan ke) dedikleri stüdyo daireleri tercih ediyorlar.

Japonya'da apartmanlar ortalama 10 katlı oluyor. Her katında tek odalı daireler olduğunu düşünecek olursak, her katta en az 10 daire vardır. 10 katlı bir apartmanda 100 daire var sayalım bu dairelere asla ve asla erkek kiracı giremez..
Bayan apartmanları; apartman giriş kapıları alarmlı ve şifreli girişli olur..
Misafir kısıtlaması yok fakat misafirin kısası makbuldür bu tip apartmanlarda..
Daireyi genç bir kız tuttuğu için o kızın erkek arkadaşı olmuş, zırt pırt ziyaret ediliyorsa uyarı alır.
Ve asla o erkekle evlenip o dairede yaşamaya devam etmesine müsade edilemez..
Evlendiğinde o apartmandan ayrılmak zorundadır..
Çoğu apartman girişlerinde güvenlik görevlisi de vardır. Giriş çıkışları kontrol eder..
Genç veya yaşlı farketmez her yaşta bayanla dolu daireler de gönül rahatlığıyla uyurlar..
Ailelerde kızları böyle apartmanlarda yaşadığını bildiği için içleri rahat olur:)
Ah bir de evlenmeden ailelerinden ayrılmasalarda anaların aklı kızlarında kalmasa iyi olacak da işte :) adamlar 18 dedimi, üniversite başladımı evi ayırıyorlar işte..
Kız olsun erkek olsun kendi çocuğunun yükünü kaldıramıyan bir millet..
Çamaşır az, yemek az, temizlik az olması o ana'ya teselli oluyormuş:))

24 Ağustos 2016 Çarşamba

Japonca seviye sınavı "日本語能力試験"

Hangi dili öğrenirsek öğrenelim seviye sınavına girmeden kaçıncı seviyede olduğumuzu bilemeyiz.
Ve o kadar emek verip de bir dil öğrenmişken, bu dili kullanmamak biraz enayilikten sayarız:)
Yabancı bir şirkete başvurduğunuzda yabancı dilinizin seviyesini sorarlar size..
Şimdi diğer dillerin seviye sınavlarını bilemem ama size "Japonca seviye sınavı"ndan bahsetmek istedim.
Japoncası "Nihongo nouryoku shiken-日本語能力試験" olarak telaffuz edilir..
Yılda iki kez olan bu sınav 7. Ay ile 12. Ay'da yapılıyor..
5 seviyeden oluşan japonca seviye sınavı, 5-4-3-2-1 diye sıralanıyor..
En basit seviye olan 5. Seviye kreş yaşında bir çocuğun Japoncası kadar çok kolay.
Ama mâlesef japonlar bildiğimiz ABC olan alfabeyi kullanmıyor..
Bu da şu demektir ki bizi yıllaaaarca öğrenmekle bitmeyecek binlerce harften oluşan,
"Hiragana" , "Katagana" ve "Kanji" bekliyor demektir:))
Okuma yazmaya ilk 'Hiragana' ile başlanır..
Çünkü japonların asıl alfabesi hiraganadır. Sonra 'Kanji' girmiş alfabelerine..
Hiragana öğrenildikten sonra 'Katagana' ya geçilir..
Katagana'da, yüz yıllar sonra japonya'ya gelen yabancıların getirdikleri nesneleri, eşyaları belirtmek için kullanılır..
Örneğin: Kaşık, Yoğurt, Bilgisayar, televizyon, motosiklet vs..
Ve yabancıların isimleri katagana ile yazılır.
Örneğin: Ali-アリ, Seyhan-セイハン, Medine-メデイネ, Emine-エミネン gibi.
Yani japonlar kendi icat ettikleri nesneleri yazıyla belirtirken 'Hiragana' ile, yurt dışından japonya'ya sonradan giren nesneleri belirtirken de 'Katagana' kullanırlar..

En son da 'Kanji' ye geçilir.. Kanji Öğrenilmesi en uzun, en zahmetli 2.000 civarında dünyanın en çok harfi bulunan alfabesidir..
Valla ben 15 seneyi geçkindir öğrenmeye çalışıyorum hala bir kaç yüz tane biliyorum:))
Anlayın yani bu kadar beyin yakan bir şey işte:)
Japonca seviye sınavlarına kesinlikle bir hocayla hazırlanmanızı tavsiye ederim.
Çünkü kendi başınıza 3 senede geldiğiniz bir seviyeye bu dil de çok iyi olan bir hocayla 6-8 ayda gelme olasılığınız çok yüksek.. Konuştukça öğrenilen bir dildir japonca..
Kesinlikle kitaptan kendi kendinize okuyarak ve ezberleyerek öğrenebileceğiniz bir dil değildir.
Her iki seviye sınavı arasında 6 ay gibi bir süre vardır..
Hangi seviyeyi almak istiyorsanız o seviyenin geçmiş sınav sorularına çalışın.
Bütün seviye sınavı değilde örneğin: N4 e çalışmak istiyorsanız sadece N4 kitabıyla çalışın.
Çünkü sistem her yıl aynı, konular aynı, soruların çoğu aynı..
Boşu boşuna tüm kanjiyi öğrenmeye çalışmayın. Zaman kaybından başka birşey değil.
Türkiye'de bu sınav sadece 'Ankara' daymış..
Japonya'da iseniz tüm şehirlerde yapılıyor bu seviye sınavı..
İstanbul da olmamasına çok şaşırdım doğrusu:)
Japonya'da örneğin: 12. Ayın sınavına girmek istiyorsanız 10. Ay gibi büyük kütüphanelere gidip japonca seviye sınavı formu almak istiyorum diyin..
Kasiyer size büyük bir zarf içinde form verecek. Bu form 5.000 yendir..
Tek başınıza doldurabilirim derseniz hemen orada bir masaya oturup doldurup herhangi bir posta kutusuna atabilirsiniz..
Ama sanmıyorum:) O kadar çok karmaşık ve zor ki bir yardım almak isteyeceğinizden adım gibi eminim:)
Ben bir kere girmiştim bu sınava.. 2007 yılında N3 sınavına girdim..
Formu kursuma götürüp japonca hocamla birlikte doldurduk..
Zarfın üzerinde posta pulu olduğu için tekrar pul almak için taaa postaneye gitmeye gerek yok.
Önünden geçtiğiniz herhangi bir posta kutusuna atabilirsiniz..
Geri cevap mektupu 11. Ay gibi ev adresinize geliyor..
Hangi semt, hangi okul, hangi tarih ve saat olduğunu bildiren bir bildirim mektubudur bu..
Benimki evden 2 saat uzaklıktaki bir üniversiteye çıkmıştı:) sınavdan en az yarım saat evvel orda olmak mecburî.
Sınav; yazılı, sesli, ve okuma olarak 3'e ayrılmış..
Yazılı: Hiragana ile uzun bir cümle kuruluyor. Altı çizili bir kanji ekleniyor, altdaki 4 seçenekten biri olan hiraganadan hangisi üstteki kanjinin okunuşunu olduğunu soruyor.
Birde bunun tam tersi olarak kanji ile uzunca bir cümlede kuruluyor. Yine altı çizili hiragana bir kelimenin alttaki 4 seçenekten biri olan kanjinin yazılışını soruyor..

Dört tane kanjiden oluşan kelimeler yazılı ve bu yazılı dört kanjide birbirinin tıpa tıp aynısı, ama sizden doğru yazılmış olan kanjiyi işaretlemenizi istiyor.
Örneğin: 大ー太ー犬 bunların arasında hangisi 'İnu' nün (köpek) kanjisidir diye soruyor..
Üçü de birbirine okadar çok benziyor ki biliyorsunuz cevabı ama tereddüt de kalıyorsunuz o an:)
Sesli: bu da size bir hikaye dinletiliyor teybden.. yaklaşık 10 dakkayi bulan bir hikâye..
Örneğin: kızla oğlan asansörde karşılaşıyor. Kız asansörden inerken mendilini düşürüyor.
Erkek bunu fark edip bakıyor kıza ama kız kırmızı bir arabaya binip gidiyor.
Erkeğin elinde mavi bir şemsiye var, yağmur çok yağıyor falanlar..
Burada sizin dikkatinizi ölçüyorlar.. Kız ne ye bindi? Bindiği araç ne renkti?
Oğlanın elinde ne vardı? Oğlan asansörde ne buldu? Gibi sorular sıralıyor ve her soruya dört tane şık sunuyor. Siz bu şık lardan doğru hatırladığınızı işaretliyorsunuz..

Okuma: bu en zor kısmı:) uzunnnnca bir mektup veriyorlar elinize:)
Aradaki boşlukları yandaki seçenekteki kanjilerden doğru olanları seçip kotluyorsunuz:)
Bazen hiragana şıkları da olabiliyor. Burada önemli olan o kelimenin devamını tamamlamanız.
Sınav her bölüm arasında mola verilerek tüm güne yayılıyor.
Yazılı yarım saat, yarım saat mola..
Sesli yarım saat, yarım saat mola..
Okuma yarım saat, yarım saat mola gibi.. Her tür milletten insanlar oluyor..
Müsliman kızlar abdest alıp namaz kılıyorlardı, yemek molası, bahçeye çıkıp içecek molası.
Tanıdıklarla sınavda çıkan soruların cevaplarını karşılaştırmalar falan:) stres atmaya iyi bir sistem.
Sınav sonuç belgesi 2 ay sonra postana geliyor..
Bir tebrik kartı boyutunda posta kutusuna atılıyor.. sonuç? 'Passed'? :)
Hadi buradan cevapları bekliyorum arkadaşlar:) sınav nasıl geçti? Sonuç ne çıktı?
Yazın bana.
Size biraz daha yardımcı olmak adına 'Japonca seviye sınavı' resmi web sitesinin adresini veriyorum.
Bu siteden dünyadaki tüm sınav bilgilerini, tarihlerini bulabilirsiniz..
http://www.jlpt.jp/

Sitenin içinde geçmiş sınav sorucukları da mevcut.
Hangi seviyeye çalışmak istiyorsanız o seviye linkine tıklayıp teste katılın.
http://www.jlpt.jp/samples/forlearners.html

Birde Google da "日本語能力試験問題" diye aratırsanız bir çok sitede bu sınava girmiş kişilerin geçmiş soru örneklerini bulabilirsin.
Ve ayreten bir çok site de farklı değişik sorularla test programları hazırlamışlar..
Türkiye'deki japonca seviye sınavı sitesinin tr uzantısı da mevcut.
Ama ben pek faydalı bilgiler bulamadım. Organizasyonlara odaklanmışlar..
Test sorucukları veya bildirimleri göremedim.
Ayreten telefon numarası ve mail adreslerini de ekliyorum. Kolay gelsin :)

http://www.tjv.org.tr/tr/
Tel: (312)491-1748
Mail: Ankara.jlpt@gmail.com

Japonya'da doğumla vatandaşlık hakkı kazanma..

Dünyada bir çok zengin ve ünlüler çocuğum çift vatandaş olsun diye doğuma yakın Avrupa veya Amerika'ya gidiyor..
Genellikle de çocuklarının dünya vizesi kolaylığı yaşaması için ilk tercihi Amerika oluyor..
Gerçektende dünyanın hangi ülkesine giderseniz gidin, Amerikan vatandaşıysanız ya aynı gün vize alıyorsunuz, yada vizesiz direk bilet ve pasaportla giriş yapıyorsunuz..
Hamile kalır kalmaz hemen hastane araştırmaları yapılır. Randevu ve gün ayarlanıp vizeyi alıp gidiyorlar.
Bir aylık biletle hem doğumunu yapıyor, hem de çocuğunu bir ülke vatandaşı yapıyor.
Üstünede seyahatini yapıyor.. Ne güzel valla:))
Gelelim bu tercihlerin arasına japonya'yı katanlara :))
Hiiiiiçç katmayın canım benim..
Japonya o kadar milliyetçi bir ülke ki değil Doğumla sana vatandaşlık versin 10 sene çalış, çabala, vergilerini öde, ülke ekonomisine katkıda bulun yine de sana vatandaşlık vermiyor kardeşim!
Vermek için 100 elekten geçiriyor seni...
Önceki yazıları mı okuduysanız normal şartlarda Japon vatandaşlığı konusunda az da olsa bilgilenmişsinizdir..

Örneğin: çalışma vizesi ile 10 yıl yaşamak zorunluluğu ve 10 yıl dolduğunda sınırsız oturumu, 6 ay gibi sonra da vatandaşlık başvuruları yapabilirsiniz dedik.
Bir japonla evlenirseniz de en az 5 sene yaşama şartı ve sonrası aynı sıralamalar dedik..
Bugün ki yazımız Japonya'da doğum yapıp kızımız veya oğlumuz direk japon vatandaşı olarak kayıda geçip geçmemek..
Maalesef o da olmuyor.. Eğer ki eşlerden her hangi biri japonsa örneğin: 'Baba' çocuk direk japon vatandaşı olarak doğuyor.
Siz annesi olarak yabancı olsanızda farketmez..
Eğer anne japonsa çocuk yine japon vatandaşı oluyor. Ama tüm mesulet ve ebeveyn olarak anne kaydı altına giriyor çocuk..
Allah göstermesin boşanma durumunda çocuk direk japon anneye veya babaya veriliyor..
Çünkü o çocuk japon vatandaşı ve annesi/babası da olsanız siz bir yabancısınız..
Eğer bizim gibi karı-koca da yabancıysanız ve henüz 10 yılı doldurmadıysanız çocuk direk sizden aile vizesi alabiliyor..
Doğum yapıp, hastaneden çıktıktan sonra ilk önce belediyeden kütüğünüze geçirip, üzerinize kaydediyorsunuz.
Türk konsolosluğuna evrakları verip çocuğun pasaportu ve Türk nüfus kağıdını çıkarıyorsunuz..
Ondan sonra çocuğu da yanınıza alıp göçmen bürosuna gidip çocuğa kendi üzerinizden vize alıyorsunuz..

Taa ki siz 10 yılı doldurana kadar çocukta sizinle birlikte vizeli bir yabancı olarak yaşıyor..
Eğer ki çocuk doğmadan önce 10 yılı geçkindir Japonya'da yaşamış, süresiz oturum izni almışsanız çocuğunuz da doğar doğmaz süresiz oturum izniyle doğuyor. Yine yukarıdaki belediye ve konsolosluk işlemlerinin ardından yine aynı şekilde göçmen bürosuna gidip kendi üzerinizden çocuğunuza süresiz oturum izni alıyorsunuz..
Yani anlayacağınız çocuğunuzun kaderi sizin elinizde :)
Vizeli bir aile ise vizeli, süresiz oturum sahibiyse oda süresiz yaşar..
Eğer anne ve baba japon vatandaşlığı almışsa çocukta japon vatandaşı olarak doğuyor.
Ha bu Japonya neden orda doğan çocuğa direk vatandaşlık vermiyor ya???
Diye benim gibi köpürüyor olabilirsiniz:))
Veriyor canım japon vatandaşlığı.. Ama ne zaman??
Çocuk 18 yaşına bastığından itibaren vatandaşlık hakkı tanıyor.
Japonya'da yaşasın yaşamasın... 18 yaşına bastı mı bu benim hakkım ver diyor...
Ama şuan Japonya çift vatandaşlığı kabul etmiyor..

Bizim ailecek süresiz oturum iznimiz var.. Japon vatandaşlık hakkımızda var..
Ama bize diyorki benim vatandaşlığımı istiyorsan kendi ülkenin vatandaşlığından çıkmalısın!
Biz bunu istemiyoruz.. Ya vereceksen adam gibi bizi böyle kabul et!
Yada istemiyoruz senin vatandaşlığını diyoruz..
5 seneden fazladır bu hakka sahibiz ama ASLA çıkmayız diyoruz..
Kızım Japonya'da doğdu büyüdü. Onunda süresiz oturumu ve 18 yaşında seçme hakkı var.
6 sene sonra Allah kerim.. İnşallah Japonya bu saçma yasayı kaldırır da gelin çift vatandaşlığı  kabul ediyoruz alın desin tabiki de hakkımızı alırız..
Çünkü emek vermişiz buraya, ekonomisine katkıda bulunmuşuz..
Ömür götürmüşüz yolunda.. Almayı isteriz...
Kim istemez ki ?? :))

5 Ağustos 2016 Cuma

Ücretsiz Japon yelpazeleri..

Size önceki yazılarımdan Japonya'da bunlara para ödemezsiniz bedavaya temin ettiğimiz bir kaç şeyden bahsetmiştim..
Bu günde yaz'ın en önemlisi 'Yelpaze' lerden bahsetmek istiyorum..
Öyle bildiğiniz yelpazelerden değil bu.. Düz, geniş, açılıp kapanmayan kazık gibi birşey bu:)
Japoncası "Uchiwa-団扇" olarak telafus edilir..
Bu tür yelpazeyi sadece reklam amaçlı şirketler dağıtıyor..
Birde artistlerin, sanatçıların reklamını yapan hediyelikci dükkânlarında 200-300 yen'e satın alırsınız.
Okadar çok fan var ki, bu japonlar fan olduğu insanların yelpazelerine para yatırıp kullanmayı çok seviyor.
Halbuki sokakta bir ilaç firmasının, güzellik bakım ürünlerin, Pachinko dükkânların reklam amaçlı bedavaya dağıtılan bir şeye para vermesi çok saçma geliyor bana..
Hani bildiğimiz kaliteli, renkli yelpazelerden olsa anlayacam da bu bir yere sığmaz, çantaya girmez, cebe sokulmaz şeye sırf fanı diye para yatırıyor işte insanlar:))
Sonbahar, kış ve ilk bahar aylarında reklam amaçlı kağıt mendil dağıtılır.
Sadece Yaz boyunca bu Uchiwa denilen yelpazeler dağıtılıyor..
Tren istasyonlarında, alışveriş mağazalarının giriş önünde, çarşıdaki yeni ürün satmaya başlayan kozmetik ürün satan dükkânların önünde rahatça bulabilirsiniz..

İstemediğiniz kadar toplayın yaz boyunca kullanıp seneye yenisini alın:)
Ben, eşim ve çocuklar yaz boyunca her gün biri bir tane almış gelmiş oluyor:)
Okadar çok oluyor ki gına geliyor artık. Bir yere sığmayan şeyleri atıyorum çöpe napayımm:)
Peçete gibi sürekli kullanacağım birşey değil ki yıl boyu kullanayım diye stok yapayım:)
Havai fişek festivallerinde, tapınak festivallerinde yerlerde çöp gibi atılmış..
O an dağıtan birini bulamayınca elimde de o an Uchiwa yoksa yerden temiz olandan birini alıp serinliyorum:)
Sonra eve dönerken bende çöpe atıp dönüyorum:) nede olsa evde en az bir tane kesinlikle vardır..
Siz de Japonya tatilinizde bunlara denk geldiğinizde toplayıp Türkiye'ye götürün :)
Normal bildiğiniz yelpazeden 10 kat daha sağlamdır. Yıllarca kullansanız da asla yırtılmaz.

2 Ağustos 2016 Salı

Japonların 'Yukata' Kültürü..

Evettt japonların dört gözle beklediği yaz geldi çattı..
Mevsimlerden yaz.. Yukatalar dolaplardan çıktı, temizlendi, hazır bekliyor:)
Japonlar için 'Yukata' kimono'dan sonra en önemli ikinci geleneksel kıyafettir...
Kimonosu olan az olsa da, yukatası olmayan bir tek japon bulamazsınız..
0~ yaştan başlayıp bir ayağı çukurda olana kadar her erkek ve kadının yukatası olmak zorundadır:))
'Kimono' düğünlerde, törenlerde, çocukların okul mezuniyet veya tanışma günlerinde, merasimlerde, cenazelerde, çok önemli randevularda giyilir..
Ve hatta bazı japon şirketlerinde, otellerde ve restaurantlar da üniforma yerine Kimono giyilir.
'Yukata' sadece yaz'ın giyilen bir kıyafettir.. Festivallerde, panayırlarda giyilir.
Eğlence maksatlı giyilen, kızların gelinlik gibi süsleyerek giydikleri geleneksel kıyafettir.
Yaz'ın ilk günlerinden, son günlerine kadar yaz partilerinde çoğunlukla 'Yukata' giyerler.
Kimonoya göre daha ince ve daha serindir.. Pamuk kumaştan yapılmıştır.
Kimono ipek veya setenden yapıldığı icin çok sıcak tutuyor.
Yaz'ın Kimono giymek bir eziyet olsa da önemli merasim veya törenlere normal kıyafetle gitmek o tören veya merasim sahiplerine yapılmış bir terbiyesizlik olarak görülür.
Yukatayı giyip giymemek size kalmış birşey. Partilere, festivallere yukatasız gelmek yasak diye birşey duyamazsınız ama bu işin geleneği, göreneği olarak görülüyor.


Sadece bir kot ve gömlekle panayıra çıktığınızda farkedilmezsiniz bile.
Ama saçlar kuaförde yapılmış, makyajlar yapılmış, tırnaklar yapılmış göz alıcı yukatanızla tüm festival alanının gözdesi olma adayısınız:)
Benim kız bile japon gibi görüyor ve düşünüyor..
Mahallemizin festivali yaklaştıkça başımın etini yemelere de başlıyor:))
5 yaşından itibaren hadi yukatamı çıkar. Hadi yukatamı yıka ütüle. İki gün kaldı hazır mı yukatam?
Demeleri hem çok hoşuma gidiyor hemde kızdırıyor sabırsızlığı:))
Biraz da yukatayı tanıyalım..
Pamuklu ince kumaştan dikilmiş, 5 parçadan oluşan, kocaman güllü, renkli bir uzun sabahlığa benziyor.
Yukatanın içine sadece iç çamaşırları giyilir. Kötü görüntü oluşmaması için kızlar içine korse tayt'da giyiyor..
Yukatayı üzerinize giydikten sonra ortadan tutup biraz yukarı kaldırarak boy ayarını yapın. Çünkü bir hayli uzundur. Yukarı kaldırıp 'Koshi himo' ile belinizi sararak bağlayın..
Üstte kalan fazlayı kemerin üstünden doğru aşağı doğru katlayın.
Katlandığınız kısmın üstüne de 'Hekoobi' yı bağlayın..
Sonra kollarınızın içinden yakanızın ayarını yapıp en son ' Musubi tai' bağlamaya başlayın.
Onun bağlama şekli videolu görüntüler de bulabilirsiniz.
Çekebilirsem buraya atarım sonra:) olmadı siz youtubdan izleyerek giyinin:)
En son 'Geta' terlikleri giyip, birde torba el çantaları alıp takın:)
Giyinme şekli bornoz gibi de diyebiliriz. Giymesi çok kolay ve basit olan yukatayı tek başınıza kendi evinizde yardım almaksızın 10 dakikada giyip hazırlanabilirsiniz..
Kimono çok meşakkatli, çok zor olduğu için en az 2-3 kişiyle giyilen kıyafet gibi değil bu.
Bir tek saçlarda yardım alabilirsiniz:) Genelde kızlar bu tür günlerde bir evde toplanıp, hep birlikte giyinip, birbirlerinin saçlarını ve makyajlarını hazırlamada birbirlerine yardım ederler.
Okuldan çıktıktan sonra bir arkadaşın evinde buluşma ayarlanıp hazırlanıp hep birlikte tur atmaya çıkarlar.

Ağustos böceğini dinliyorum Gözlerim kapalı..

Hahaha Allahın yarattığı bu güzel doğal orkestrayı anlatmak için güzel bir başlık bulamadım ama bugün size tatlı baş belam olan "Semi-セミ" yani 'Ağustos Böceği' ni anlatacağım:))
Uykumun baş düşmanı:) Kulaklarıma eziyet eden şirin şeyler:) Sus desen dinlemiyorlar..
Yeterrrr diye bağırsan anlamıyorlar:) 24 saat cır cır cır cır cırrrrrr allahım bu ne ses?
Tarif edecek gibi olursak "Hırsız alarmı"na benziyor diyelim:)) ve bu alarm gece gündüz hiç susmadığını düşünün işte:) Bu ses her yıl yaz'ın ilk günlerinde başlıyor, sonbaharın ilk günlerine kadar devam ediyor..
Japonya'nın sembolu olmuş bir ses.. Japonya'da ister doğuya gidin, ister batıya, ister güneye! Sokaklarda, caddelerde, bahçelerde, tarlalarda tek bu sesi duyarsınız:)
Japon halkı ağustos böceği sesi duymadan yaz'ın geldiğine inanmıyor:)
Facebook'ta her yıl 7. Ay gibi japon arkadaşlarım,  " お、今年初めてセミの声を聞いたぞ " yılın ilk ağustos böceği sesini duydum diye duyurular yapmaya başlıyorlar:)
Bizim türkler de baharın gelişini " Cemre" nin ilk düşüşüyle başladığını söylüyorlar, Japonlar'da ağustos böceği ile anlıyorlar:)
Doğma büyüme İstanbullu olduğum için bilmiyorum ama Türkiyenin başka şehirlerinde, güneyinde falan vardır elbet bu sesi bilen.. Ama ben İstanbullu olduğum için hayatımda ilk defa Japonya'da tanıştım bu tatlı belalarla :))
Sokak arasında, cadde üzerinde bir ağaç olsun yeterli bu küçük ama koca orkestra üyelerine:)


Bu bildiğimiz mahalle arasında olan bir okul bahçesi ve camdan sabahın 6'sında sabah sporu yapan insanların relax müziğini duyamayacak kadar gürültülü olduğunun kanıtı:)
Arka fonda müzik sesi duyan varmı???:))
Mâlesef izin vermiyor semiciklerr.. İşte uyumama da izin vermeyen şeyler bunlar..
Yazın başında başlayıp, Yazın sonuna doğru bütün ağaç dipleri, bahçeler, parklar hep ölü ağustos böcekleriyle dolu..
Kocaman bir şeymiş. Japonlar semi ler için ağlıyor derler.
Acaba cidden ağlıyorlar mı? Yoksa şarkı mı söylüyorlar?
Önceden yaşadığım yerlerde olmadığı için tanımıyorum bu türleri sizce fikriniz nedir?

Japonya'da Havai Fişek Festivalleri..

Japonlar her ay, her mevsim kendilerini eğlendirecek bir meşkale bulmuşlar:)
Kışın: 'Yılbaşı partileri' , 'Tapınak festivalleri'..
İlk baharda: 'Sakura ağacı piknikleri' , 'Golden Week' , ' Bahar festivali.
Yaz'ın: 'Oboun' , ' Havai fişek festivali'..
Son Baharda: 'Momiji ağacı' turları , 'Cadılar Bayramı partileri' daha sayamadığım onlarca önemli günler var da buraya sığmaz diye yazamıyorum:)
Adamların 1. Aydan, 12. Ay'a kadar her ay önemli bir günleri var.
Bu yazım'da sizlere " Havai Fişek Festivali"nden bahsetmek istiyorum..
Japonya'nın en renkli, en eğlenceli, en sıcak festivali budur:)
Japonya'ya gelmeyi düşünenler. Geldiğimde bir festival havası yaşamak istiyorum diyenler.
Japonların iş hayatındaki tüm stresi, yorgunluğu atıp, en eşref saatini yakalamak istiyorum diyenlere 7. Ayın başı, 8. Ayın sonuna doğru Japonya'da olmalarını kesinlikle tavsiye ederim:))
Osaka'da "Yodogawa" dedikleri nehir kenarında kutlanıyor.
"Temma" semtinden başlayıp, semtin geniş bir çevresine yayılmış  daha ilerisi olan osakanın en büyük havai fişek gösteri yeridir..
Diğer şehirleri bilemem, onu da siz çevrenizden öğrenin:)

Havai fişek derken öyle 3-5 tane çat pat edenlerden değil ha...
Adamlar aşmış.. Henüz dünyada pek bilinmeyen bir festival olsada Brezilyanın 'Rio Karnavalı' na rakip bir etkinlik olduğuna emin olun:)
Japonların iple çektiği, bittiğinde sabırsızlıkla gelecek seneyi  bekledikleri bir festivalden bahsediyoruz:))
Japonca'da bu festivale "Hanabi tai kai-花火大会" deniliyor..
Çoğunlukla gençlerin ve çocukların akın ettikleri festivaller, panayır meydanı gibi şenlikli ve renkli oluyor.
Oyuncak tezgahları, oyun oynama tezgahları, yeme içme tezgahları, hediyelik eşyacı tezgahlarıyla dolu bir pazar yeri kuruluyor..
Panayır yerin bir başından öbür başına kadar hemen hemen tüm tezgahlardan birşeyler satın almak, doyasıya tıka basa yemek japonların en büyük hobisi:)
Çünkü bu panayır yeri o semtde yılda bir kez kuruluyor..
Seneye kadar bir daha pazar kurulmuyor.. Yaşlıları pek göremezsiniz bu tür yerlerde..
Onlar evde kalır. Evin gençleri 'Yukata' ları giyip kuşanıp, kızlar kuaföre gitmiş veya evde kendi çabalarıyla yapmış olduğu modern saçlarına , yukatanın rengine uyumlu çiçeklerle aynı bir gelin edasıyla koşa koşa panayırı turlamaya çıkar:)
Genç erkekler de 'Yukata' giyer. Ama erkeklerin yugataları bildiğimiz pijamaya benziyor:)
Uzun fistan halinde olan da var, şort ve ceketli olanda..
Ama renkler sabit! Hiç bir süs eşyası, aksesuarı yok.. En büyük aksesuarı arkadan kuşağının içine soktuğu "Uchiwa" dedikleri yelpazeleri:))

Gündüz okulu olan okuluna, çalışan da işine gider, akşam erken eve dönüp hazırlıklara başlanır.
Çünkü haftalar ve günler öncesinden büyük planlar ve randevular yapılmıştır..
Erkekler pek süslenecek birşeyleri olmadığından hemen yarım saatte hazırlanıp çıkar.
Ama kızlar öyle mi?:)) Sanki akşam kına gecesi varmış gibi saatlerce saçlar yapılır, makyajlar yapılır, tırnaklar hele özellikle tırnaklar:))
Öyle basitçe sür çık değil! Bayağı bayağı modelli, resimli ve yukatayla uyumlu renkli tırnaklar..
Hatta bu festivalden bir gün önce kuaföre gidilmiş, manikür, petikür yapılmış olacak:)
O günün en güzel kızı ben olucam diye kızlar aralarında yarışır..
Herkes karşısındakinin yukatasına, saçına, makyajına bakıp tepeden tırnağa inceler:))
Her yıl da yeni moda akımları çıkıyor:) Gariban erkekler çekmiş çizgili pijama yugataları:))
Sizlere bu yıl osaka'da kutlanan havai fişek gösterilerin tarihlerini veriyorum..
Genelde her yıl aynı tarihlerde oluyor.. Bu yıl 2016 ama seneye ya aynı gün yada bir önce veya sonrası olma ihtimali yüksek..
Şuan osaka'daysanız sakın kaçırmayın bu şenliği.
Bir daha başka bir yerde bulamazsınız:) Belki başka şehire gidip görebilirsiniz..
İki ay boyunca geniş bir takvime yayılmış olarak yapılan bir festival..
İnternetten 'Japan Hanabi tai kai calendar' diye arayıp bakarsanız tüm japon festival tarihlerini görebilirsiniz..
Japonca bakmak için '全国日本花火大会カレンダー' diye aratırsanız da bu takvim çıkar.
Hangi şehirde yaşıyorsanız, sayfadaki haritadan o şehri seçip şehrinizdeki gösteri tarihlerine ulaşabilirsiniz..
İyi eğlencelerrrrr

天神祭奉納花火 2016年7月25日(月)
大阪市淀川区 2016年8月6日(土)
茨木市 2016年8月8日(月
富田林市 2016年8月1日(月)

Youtube Kanalima Abone Olun

Sosyal Medya Kanallarimdan da Beni Takip eddebilirsiniz