Japonya diyince ilk akla "Hiroşima" gelir. Japonya'ya gelmek isteyenlerin %99 hiroşima'yı gezi rehberinin en başına "Hiroşima" yazdığına eminim.
Hiroşima diyince insan hüzünleniyor içten içten. Bir acı oturuyor yüreğine.
Yaşamadık görmedik ama hissediyoruz yaşayanların çektiklerini.
Okullarda ki tarih kitaplarında görüyoruz çekilen acıları.
Yüz yıllardır savaş la içiçe olan biz türkler anlıyor sadece o duyguları.
Nenelerimizin, dedelerimizin zamanında çektiklerini görüyoruz sanki onlarda.
Tamam bizde atop bombası patlatılmadı ama 10 atop bombası yemiş açılarımız var geçmişimizde..
Hiroşima'yı büyük bir yeri var yüreğimde.
Osaka'da bir Hiroşimalı japonla karşılaşsam soru yağmuruna tutuyorum ister istemez.
Okadar çok istek vardı ki oraları görüp gezmeye. Oraları görmeden türkiye'ye dönmem diye ah etmisimdir hep.
Allaha şükür geçen yaz kısmet oldu da iki aile bir toplanıp arabayla günü birlik bir Hiroşima gezisi düzenledik ve yüreğimle hissettiğim şehrin tam göbeğindeydim artık! Hemde bombanın atıldığı merkez...
"Hiroşima-広島" şehrin Türkçe karşılığı "Geniş Ada" anlamına gelmektedir.
Bu bina "Atom bombası Kubbesi" olarak anılıyor artık. Eski adı " Hiroşima Sanayi Sarayı"
Amerika birleşik devletleri,önceden kısa bir araştırma yaparak.
Japonların hayat ve hareket tarzlarını araştırarak,en çok hangi saatte dışarıda olduklarını belirlemişler.
O dönemin başkanı "Truman"ın emriyle, 6 ağustos 1945 de pazartesi günü yerel saatle 08:15'de ABD "enola gay" adlı bir B-29 bombardıman uçağından "Little Boy" küçük çocuk atom bombasını atmış.
İlk etap'da o an 70 bin masum sivil. Çoluk çocuk,erkek, kadın, kundakta bebek bırakmamasız katletmiş.
Daha sonra nükleer gaz etkisinde kalan 90 bin kişi daha can vermiş.
Bilim adamlarına göre şuan bile bombanın etkisi hala sürüyormuş.
Dilekolay bu yıl 71'ci yılına girecek ve hala etkisi geçmemiş..
Burası "Barış Anıtı" öyle bir açıyla hesaplanmış kondurulmuşki, saygı duruşunda dururken tamda atom bombası anıtın içinde kalacak şekilde yapılmış. Saygı duruşu yapanlar, dua edenler, duvarlardaki resim sergilerini gezenlerle dolu etraf.Bir şeyin farkına vardım orada.Bir kişinin bile yüzü gülmüyor du...
Hiç gülen birine denk gelemezsiniz.. Gezenlerin yüz ifadeleri hep aynıydı.
Hüzünlü bakışlar la doluydu çevrem. Aynen benimkisi gibi!!
Atom kubbesi tam nehire sıfır bir bölgede. Hüzünlü ama çok doğal bir ortamdaydı.
Çevresini gül bahçeleriyle donatmışlar. Çok bakımlı, temiz bir yerdi.
Çiçek bahçelerinin arasında yıkıntı bir bina! Nehir muhteşem. Etraf dümdüz.. Biraz ilerisinde barış anıtı.
Barış anıtının önünde "Atom bombası müzesi" var. Müzeye girişler ücretli.
Yalnış hatırlamıyorsam 350 yen kadar bir şeydi sanırım. Paranın ne önemi var değilmi?
Hepimiz girdik müzeye. Bir daha kısmet olmaz buralara gelmek değilmi.
İlk girer girmez bir ürperti girdi içimize. Bire bir 70 yıl önceki hiroşima'yı canlandırmışlar.
Sanki zaman durmuşta bütün hiroşima'yı bu çatı altına toplamışlar. Karanlık bir yere girdik.
Eski dar sokaklar. Sağlı sollu camekanlar. Ayakları yanık'tan kesilmiş at vardı.
Gerçek bir at sandım neyseki maketmiş. Eski ozamanın çekilmiş resimleri sergilenmiş.
Aman allahım insanları görseniz, sanki kaynar yağ dökülmüş üzerlerine.
Soyulmuş tüm bedenleri. Az ileride bu çocukların maketleri vardı.
Malum pazartesi sabahı.sabahın 8'i tamda çocukların okula gidiş saati.
Bukadar şerefsiz (Amerika) olurmu bir millet ya.. Çocukların sokağa çıkış saatini hesaplayıp atmışlar bombayı!!
Üst baş parça parça. Etler de elbiselerle birlikte dökülmüş üstlerinden.
Deri ne ki! Birkaç hafta da geçer ilaçla. Ya içlerine çektikleri nükleer??
Bir evin önünde duran çocuk bisikleti. Lastikleri,koltukları erimiş gitmiş ama asıl demirleri bile erimek üzereymiş.
Düşünün demir parçası böyleyse??
Okul maketi vardı. Yeri dümdüz kalan. Okuldan eser kalmamış. Tam'da çocukların okulda olduğu saatler.
Bir kaç öğrenci üniforması sergilemişler. O dönemin kıyafetleri,Çocukların not defterleri, kalemleri, ozamanın okul çantaları.
Bütün bir şehrin maketini yapmışlar. Atom bombasından öncesi ve sonrası. Neredeyse %70 yoktu sonrasındakinde.
Pişirilmiş pilavın bombayla kömürleşmiş.. O zamanki kap kaçaklar sergilenmiş.
Özel eşyalar var. Ama hangisi kime ait belirlenememiş bir çok anı var. Üzeri bilinmiyor yazan.
Tamam japonların geçmişleri de çok temiz değil! Savaş zamanında, Çinlilere yaptıkları soykırımları,işkenceleri, kadınlarına yaptıkları (malum şeyler..) korelilere yaptıkları. Savaş zamanında almanlardan da beterlermiş..
Fakat bu kadarını hakettiler diyenlere katılmıyorum! Hiçbir çocuk, babasının yaptığını cekmeyi haketmiyor!
Bu acıyı 70 yıldır çekmişler ve hala'da çekiyorlar..
Müzede 1 saat kadar kaldıktan sonra çıktık dışarı. Dolaştık etrafında. Sonra gelmişken
"İtsukushima-厳島" ya gitmek istedik. Hani o dünyaca ünlü denize batık tapınak.
Resmi adıyla itsukushima olarak geçiyor ama japonlar "Miyajima-宮島" japoncası " Tapınak Adası" olarak kullanıyor.
Diğer adı'da "Kırmızı Tapınak" olarak da biliniyor.
Atom bombası kubbesinin önünden tren gidiyor. Trenle 20~35 dk kadar.
Biletleri de çok uygundu. Ama biz tekneyle gittik:) kişi başı 1900 yen.
Bu parayla iki kere gider gelirsiniz trenle:) neysem tekne 15 dakika da attı bizi oraya. İndik ada'ya.
Bizi özel karşılama ekipi tutulmuş.. Şaka şaka :))
geyikler karşıladı bizi. Çok tatlı evcil geyikler. Aynı "Nara" gibi.
Burada da size yanaşıp yiyecek arıyorlar. Sokak kedileri gibi dolu heryer.
Yürüyerek gidiliyor tapınakların yanına. Hiçbir araç veya tekne yanaşamıyor.Dünyanın yedi harikalar arasında varmı acaba burası? Yoksa da bir önerelim ya:))
Muhteşem bir manzarayla karşılaştık. Tapınakların tamamı denize gömülmüş her yıl biraz daha batıyormuş ama japonlar bulur bir çaresini ya:) bırakmazlar bu güzelliği kaderine.
Tapınakların dibine kadar gidiş bedava. Gez beleşe:) ama tapınakların kapısına dayanınca sokmuşlar yabancılara kazığı:)) giriş ya 500 yada 750 yendi unutmuşum.
Ama ciddi bir rakamdıki girememişiz işte:) malum 4 kişilik aileyiz. En az 3-4 bin yen tutuyor.
Kıyısından köşesinden resim çekmekle yetindik mâlesef:(( ama tapınağa girip, içinde resim çekmek.
Ayaklarımı suya koymayı çok isterdim.. Adamlar bunu değerlendirmişler işte..
Turist kaynıyorrrrr.. Japon çok az. %80 yabancı dolu burası.
Tam bir tatil kasabasına çevirmişler bu adayı. Aynı bizim büyük adaya benziyor.
Sahil kenarı restaurantlar, kafeteryalar, hediyelikci mağazalar. Üstleri de otel, pansiyon.
Millet cam'da, balkonunda oturmuş keyif çatıyor. "Obon-お盆" tatilinde gelmek için muhteşem bir tatil yeri.
Kısmetse burası birinci tercihimiz artık:)
Kendimi İstanbul adalarda hissettim burada. Tapınakları olmasada adaların:)
Sokakları, binaları, deniz manzarası aynı bizim adalar:) ya Allah Bir vermiş Bin almış Japonlar'dan.
Acılarıyla, tatlılarıyla Japonya güzel memleket ya..
Avrupa ya veya ABD' ye yerleşseydim bu kadar severmiydim o memleketi bilemiyorum ama
Ben japonya'yı çok seviyorum. Yalnızız evet! Eş, dost, akraba, aile yok ama onları aratmayan arkadaşlarım var burada.
Kendi memleketime benzemiyor ama, en az memleleketim kadar doğal güzellikleri var buranın.
Japonya'ya seyahat edeceklere tavsiyelerimin en başında Hiroşima ve miyajima kesinlikle vardır:)