27 Ocak 2021 Çarşamba

Japonya'da Banka çalışanlarının güvenliği

 Bugün, hatta daha 5 dakika önce başımdan geçen çok ilginç bir olayı taze taze sizlere yazmak istedim. Hiç beklemediğim bir olaydı benim için. Belki okuyan okuyucularım; ne var bunda canım? Bence çok normal bir şey. Hatta olması gereken bir şey diye yorum yapabilir. Ama inanın hayatımda ne Türkiye'de ne de şu an'a kadar Japonya'da bile başıma gelmemiş bir olaydı:)

Dün akşam bizim Sıla bana 5040 yen ve havale etmem gereken bir hesap bilgileri vererek şuraya para gönderebilir misin? diye rica etti. Hafta içi olduğu için kendisi okuldan erken çıkıp ödeyemez. Japonya'da bankalar 15:00 de kapanıyor. Kızın okulu da 16:00 da bitiyor. Eğer okuldan erken çıkıp gitmesi gereken önemli bir yer olursa velisinin direk okulu arayıp, okuldan izin alması zorunluğu vardır. Velisi aramadığı sürece Japonya'da hiçbir okul, hiçbir öğrenci okul ders saati bitmeden bahçeden bir adım bile atamaz. Direk disipline düşer.

Eğer işin varsa ve gidemeyeceksen okulu ara benim için izin al ben gidip ödeyeyim dedi. Benim için bankaya gitmek, okulu aramaktan daha kolay:)

Sevmiyorum zırt pırt okulu aramayı. Hele de izin almayı hiç sevmiyorum. Çünkü geçerli bir sebebiniz olmalı. Neden diye soruyor çünkü müdür veya sınıf öğretmeni. Ya çocuk bankaya gitmesi lazım diye sebep belirtirseniz öğretmen tepki gösterir. Siz neden gitmiyorsunuzda 16 yaşındaki bir çocuğu gönderiyorsunuz! Yada bir yalan uydurmanız gerek ki bende bundan nefret ederim! Farkındayım konuyu daldan dala geçirdim tamam:)

Neysem bugün bende aldım parayı geldim bankaya. ATM'den ödemem gerekiyor. Japonlar havale işlemlerini sadece ATM ile yapıyorlar. Gittiğim şubenin içinde ATM yoktu. Oradaki bir görevli yan binada ATM olduğunu söyledi ve oraya gitmemi istedi. Ben ve benim gibi bir yabancı için ATM ile havale yapmak bildiğiniz işkence. Tamam Türkiye'de ki gibi işlemler ama Japonca'da bu havale işlemlerinde çok bocalıyorum. Dedim ben tek başıma anlamıyorum, orada bana yardım edebilecek bir çalışan var mı? Yok dedi. Bende anlamıyorum falan diye kem küm yapınca sağolsun tamam gel ben yardımcı olayım size diye erinmeden benimle birlikte yan binaya kadar geldi:()

Bodrum kattan giriş kat'a geçtik. Giriş kattayken tam çıkacakken kadın bir işaret çekti. Önce anlamadım ne yaptı bu diye düşünürken acaba birine mi işaret yaptı falan diye düşündüm. Sağolsun geldi, paramı havale ettik, teşekkürümü bir borç bilerek ve saygıdan eğilerek teşekkürümü edip çıktım dışarı. Çıkar çıkmaz bir anda birisiyle göz göze geldik:)

Bina'nın karşı tarafinda gizlenmiş, o kadar da çok gizli değil ama uzaktan gözetleyen güvenlik görevlisini farkettim. Şaşkınlıktan iki kere bakmışım adama:)

O zaman anladım kadın kime ne işareti çektiğini. Demekki bak ben şimdi bankadan dışarı çıkıyorum, yan binaya geçicem, gel arkamdan beni koru demiş.

Hani dümdüz hiçbir önemli şey taşımıyor, para pul yok banka görevlisinde, bende bir kadınım ne yapabilirim acaba bu görevliye? Hani onu binbir yalanla kandırıp sokağa çıkartıp arkadan başka birileriyle kaçıracağımızı mı düşündüler? Acaba böyle olaylar mı gelişti bu ülke'de de böyle tedbirler almak zorunda kaldılar? Yan bina dedigim iki binanin arasında 1 metre ya var ya yok ve orası da güvenlik kameralarıyla kuşatılmış.

O görevli yerine geçene kadar da o dışarda dikilen güvenlik görevlisi de yerinden ve gözünden bir saniye bile ayırmadı. Benden sonra bir çinli müşteri durdurdu banka görevlisini:) o da benim gibi havale işlemlerini becerememiş hemen "Sumimasen tasukete kudasai" diye durdurdu kadını ama ben çıktım ATM'den. Sonrası ne oldu, güvenlik ne kadar süre daha bekledi bilemiyorum:)

Demekki Japonya'da banka çalışanları kapı dışına çıkmak zorunda kaldığında bir güvenlik görevlisi ile çıkıyormuş. Bunu da gördük ve öğrenmiş olduk:) bizim banka görevlileri de zırt pırt kapıya sigara içmeye çıkıyor:) yetmiyor abi naber ya diye millete el sallıyor:)

7 Ocak 2021 Perşembe

Japon Liselerinde zorunlu Koşu dersi

Japonlar eğitime çok önem veren bir millet.
Her dersi disiplin ve sıkı kurallarla yürütürler ama bir şey var ki bu da her zaman bana hep çok şaşırtır.
Biz türkler için boş ders olan beden eğitimi nedense japon öğretmenleri için diğer derslerden üstün gelir.
Öyle mevsimine göre bie beden eğitimi değil, bildiğiniz sıkı yönetimle idare edilen bir eğitim bu.

Ne yazı, ne kışı, ne karı'ı ne soğuğu onemsiz! 365 günü illaki o ders yapılacak. Yapmazsan karnende ciddi bir düşük not giriliyor. Bu beden eğitimi dersinin en önemli dalı olan koşma. O koşma dersinde nice çocuklar bayılıp düşüp kalıyor ama yine de o çocuk o koşuyu bitirecek!

İnanması güç gelebilir ama doğru bu..
İki çocuk okuttum bu ülkede. Ana okulundan, lise son'a kadar 20 yıldır okul içindeyim.

Bugün 7 Ocak 2021 benim kız okuldan geldi. Gelmesiyle okulda olanları anlatması bir oldu. Daha üzerini değiştirmeden kankasının başına gelenleri anlatmaya başladı. Bugün hava öyle bir soğuk ki anlatılacak gibi değil. 1 derece ama hissedilen -4 derece.

Yine günlük klasik koşul dersi varmış. Ve koşarken öyle hep birlikte grupça değil de sırayla tek tek koşuluyormuş. Koşusu biten sınıfa dönüyormuş. Bahçeden geçen bir öğrenci bahçede yerde baygın bir kız bulmuş hemen öğretmenlerine haber vermiş. El birliğiyle alıp okulun hemşiresine götürmüştüler. Bir süre sonra kız sallana sallana geri dönmüş.

Sıla, bu soğukta ince okul eşofman şortu, üzerimizde de yine okula ait tişört var. Ne uzun eşofman ne de eşofmanın ceketini giymemize izin vermiyorlar. Uzun eşofman koşmamızı engelliyormuş. Uzun kolluda yasak. Donuyoruz ama mecbursun o incecik ve tek tişört ve şortla koşuyoruz diyor.

Eğer o derse o an bir işin oldu ve katılmadıysan ertesi gün okuldan eve dönmeden geç saatte olsa koşmak zorundaymışsın.Olmadı o dönem o dersi her hangi bir gün kesinlikle yapmak zorundaymışsın. Koşu dersi 3-4 öğretmen gelip sınıfları yoklama yapıyormuş. Kim var kim yok yoklama alıyormuş öğretmenler. Koşu bittikten sonra da sırasıyla bitirenleri yine bitirdi diye not alınıyormuş. O günkü koşuya katılmayan öğrenciler ertesi gün 2 tur koşuyor. Eğer 3-4 gün kodlamadıysa koşamadığı gün sayısı kadar tur atıyor.

Anlatacağınız Japonya'da -20 derecede de olsa ince tişört ve şort ile o spor yapılması zorunlu. Oğlum erkek olduğu için pek bie korkum yoktu ama Sıla kız çocuğu olduğu için bu duyduklarım hiç hoşuma gitmedi. Kızlar erkeklere göre daha narin bir vücuda sahip. Umarım bir maraz çıkartmaz bu dersler kıza..

İnstagramda daha fazla aktifim👇

Günlük vlog videoları çektiğim YouTube kanalım👇

İdrar yolları iltihapı oldum

Dün, sabah uyandıktan sonra bir türlü ısınamadım. Elektrikli soba açık, ev sıcak, üzerimi sıkı sıkı giymişim. Cam, kapı da kapalı!Neden ısınamıyorum bugün derken öğleden sonra yavaş yavaş ateşimin yükseldiğini farkettim.Kendi kendime Korona mı oldum ne bu bir anda ateş çıktı, üşütme tuttu beni?

Böbrek hastası biri olarak Nefroloji doktorum her zaman evde bulunması için bir kaç soğuk algınlığı ilaçları vermişti. Hemen kalkıp onlardan birer tane aldırdım. Yüzümün yandığını git gide hissetmeye başladım. Zamanla tüm vücudum hem yanıyor hem de öyle bir donuyorum ki tirtir titriyorum.

Dolapta kaynatıp içilecek hiçbir şey de yokmuş. Sıla'ya dedim hemen git bana marketten Limon ve Zencefil al gel.. Evde de Nane, Kekik var hepsini kaynatıp içersem iyi gelir bana. Türkiye'de kaldığım süre boyunca Aile hekimimiz bana bunlarla geçirmemi tavsiye etmişti. Türkiye'deki aile hekimleri ilaç yazmıyor. Nefroloji doktoru soğuk algınlığı ilaçları verdiğini daha sonra öğrenmiştim..

Neyse işte.. Sağolsun Nane ile Zencefil geldi.. Hemen güzel bir karışım yapıp içtim. Üzerine de yattım. Yatıyorum ama yorganın altında öyle bir titriyorum ki sanki dersiniz alaskada buzların üzerine yatmışım. Ne vücudum ne de ayaklarım ısınmıyor..

Titreme ile birlikte ateşimin yüksekliği birbirine karışmış halde uyumaya çalışıyorum. Zar zor bir kaç saat uyudum. Gözümü bir açtım gece 01:20 lavaboya gidesim geldi. Çıkıcam ama gözümde nasıl büyüdü o yataktan lavaboya gitmek! Bulabildiğim en kalın battaniyeyi sardım kendime gittim lavaboya.

İdrarım gelmiyor! Normalde 2 dakika da gelen idrar yok damla damla. Eyvah! Dedim.. İdrar yolları iltihaplandı galiba:( Çünkü böbrek hastalığında yüksek ateş ve idrar yolu iltihabı böbrek için çok tehlikeli..

Hafiften bir ağrı da oluştu ilk idrarı yaparken. Şöyle böyle tam 30 dakika bekledim öylecek. Damla damla da olsa mesaneyi boşaltmak zorundayım. Eğer bir mikrop varsa ve idrarı o şekilde bırakırsam böbreği hızlıca çürütür. Son damlasına kadar bekledim. Yarım saat sonra çıktım.. Çıkar çıkmazda 500 ml su içtim. Dedim en azından iltihabı temizleyeyim sabaha kadar.

Gece boyunca 2 kez lavaboya kalktım ve son damlasına kadar mesaneyi boşaltıp yeniden taze su tükettim. Ateşimi ölçtüm her defasında hala ateşim 38.3 çıkıyordu. Tekrar zar zor uyuya kaldım. Sabah Sıla'nın uyandırmasıyla irkildim. Ateşimi ölçmek istedi. 37.2 çıktı. Ateşim inmiş çok şükür. Gece uyuyamadığım için, Sıla okula gittikten sonra evin sessizliğinde 10:30 kadar uyumuşum.

Uyanır uyanmaz gece yaptığım gibi tekrarladım bu 3 aşamayı da. Hemen Böbrek hastanemi aradım. Dünden beri olanları anlattım ve hemen hastaneye gelmemi istediler. Ama tek şartla! Normal hasta giriş çıkıştan değil de yan tarafta karantina girişinden istediler. Sebebiyse dünden beri ateşimin olması.

Japonya'da kış mevsimlerinde salgın hastalıklar çok yaygın.. domuz gribi, kuş gribi, influenza gribi şimdi de Korona.. Japonya'da kış mevsiminde ateşiniz yüksekken asla habersiz hastaneye gidemezsiniz! Haber vermeden gittiğinizde kızıyorlar ve o an önlem almak için ne yapacaklarını şaşırıyorlar. Büyük hastane olsun küçük klinik olsun haber vermeden sakın gitmeyin.

Yaz ve baharlarda önemli değil. Salgın mevsiminde geçerli bu durum. Malum korona dönemindeyiz şuan 365 gün geçerli bur yasaklar.

Neysem, kalktım hazırlandım alacele çıktım gittim hastaneye. Hemşirenin dedigi kapıdan zile bastım. Oradaki görevli de karantina bölümündeki hemşirelerden birine bildirdi. 15 dakika soğukta kapıda bekletti kadın beni... 15 dakika sonra son derece tedbirli her yeri korunaklı bir hemşire beni kapıdan alıp karantina bölümüne soktu. İlk önce bir form doldurttu.

Ateşim ne zaman çıktı, tat kaybı var mı, koronı biriyle irtibatta oldun mu hiç, öksürük var mı, nefes darlığı var mı, boğaz ağrısı var mı, kalabalık bir ortama girdin mi, 2 hafta içinde Osaka'dan dışarı çıktın mı, 2 hafta içerisinde yurtdışına çıktın mı, korona testi yaptın mı..

Bunları sordu bende hepsine No no No no işaretledim. Böbrek hastasıyım ve idrar yolu enfeksiyonundan da şüpheleniyorum dedim. Sürekli 5 dakika arayla gitti geldi. Hastane kartımı istedi verdim. Verirkende öyle eldivenle direk almadı! Ayreten bir poşet getirmiş onun arasına koyarak aldı:)

Sonra PCR test çubuğu getirdi. Burnumdan içeri 2 santim ileri kendim koyacakmışım, 5 defa yuvarlayarak çevirecekmişim, 5 saniye boyunca olduğu gibi bırakacakmışım. Hepsini de yaptım, bir tüpün içine koydum verdim. Parmağımdan bir şeyler ölçtü, tansiyonumu ölçtü gitti.

Sonra kan alma tüpleriyle ve idrar biriktirme bardağıyla geri geldi. 3 tüp kan aldı, bir de idrarımı verip bekledim. Yukarda 6 ay da bir gittiğim Hnyoukika naika dediği " İdrar yolları " bölümündeki doktorum gelecekmiş. Onu bekledim

İdrar yolları doktorum geldi. Önce muayene etti sonra da Ultrason ile böbreğimi ve mesanemi kontrol etti. Mesanemde hala idrar olduğunu görünce lavaboya gönderdi beni. İdrarımı yaptıktan sonra tekrar mesaneye baktı ve idrar birikimi yok dedi şükür. Normalde mesanemde idrar birikintisi kalıyordu eskiden. 2 kere operasyon geçirdim bunun için. Onsan beri birikimi azalttı.

1 haftalık antibiyotik yazdı. 2 hafta sonra da beni hastaneye çağırdı. 6 ay da bir idrar yolu kontrolu yapılıyor bana. Bende bir de idrar kaçağı problemim var. Yani idrarım mesaneden tekrar böbreğe doğru geri kaçıyor ve bu da mikroplu idrar böbreğe zarar vermesi demektir. Alttan ilaçlı bir sıvı enjekte edilip, büyük bir Röntgen makinesinde 20 dakika yatıp idrarın tekrar böbreğe kaçıyor mu kontrol ediliyor. Sonra da yapay klozete oturtup sağ taraftan röntgen makinesi çalışır vaziyetteyken idrarımı yapmam isteniyor. Benim sonur idrar yaparken o an idrarım böbreğe doğru kaçıyor olması. Bu geçirdiğim küçük operasyonlarla o şimdilik önlendi ve böbrek biraz daha rahatladı.

Hemşire bir formla geri döndü. Bugün gün içerisinde hastaneden bana telefon gelecekmiş. Bana yapılan korona test sonucunu bildireceklermiş. Negatif veya Pozitif hangisiyse telefonla haber edilecekmiş. Yine de korona varmış gibi davranmamı, kimseyle irtibata geçmememi söyledi ve formda yapmam gerekenleri uygulamamı istedi. Bakalım sonuç ne çıkacak? Aşağıda verdiğim instagram adresimde, hikayemde haber vericem sizlere:)

Sonra aynı hemşire ilaçlarımı da getirdi. Eczaneden almıyormuşuz. Kendileri veriyormuş. 3 çeşit ilaç getirmiş. ilacın biri günde 3 kez, diğeri 2 günde 1 , diğeri de hemen şimdi 2 tanesini birden içecekmişim. 

En çokta burada aktifim👇

www.instagram.com/osakaninmuhtari

Not: Korona PCR test sonucumu şimdi telefonla aldım. Çok şükür Negatif çıkmış 🥰

Onlarca Takipçim, arkadaşım merak edip sormuşlar. Her birinize tek tek teşekkür ederim. İyiki vardınız ❤️

Youtube Kanalima Abone Olun

Sosyal Medya Kanallarimdan da Beni Takip eddebilirsiniz