22 Şubat 2016 Pazartesi

Annemin Japonya gezisi

Anam anam garip anammm
İnsanın anası gibi varmı bu dünya'da?
Dünya'nın bir ucundaki evladı için cesaretini kırıp, tek başına yollara düşen kadın!
İlk yıl 2005'de (babam sağ) iken çok istediler yanıma gelmeyi.
Yurtdışına çıkmışlığı olduğu için ikisininde pasaportları hazır, uçak korkuları yok.
Fakat Japonya'ya vize gereklimi ne onlar nede ben biliyordum.
Eskiden Taksim'de olan Japon konsolosluğuna gitmişler.
Oradaki japon görevliye, Japonya'da kızımız yaşıyor yanına gitmek istiyoruz demişler.
Bayanda amca ben Japonya'daki gümrük görevlisi olsam sizi içeri almam.
Neden?
Dil yok, diş yok, yol bilmiyorsunuz.
Saçmalığa bakarmısınız yaaa!


Havaalanından alacak insanları var, Kalacak adresleri var! Dili dişi olacak rehberi var.
En önemlisi de ailesi var. Bu nasıl bir insanki vazgeçirtiyor bu insanları.
Kendi ana babası Türkiye'ye yanına gelirken iyide neden benimkine mani oldu anlayamıyorum hala.
Bilet alma kalmış sadece. Herşey hazır.
Bir ihtimal bir gidelim soralım ya geri gönderilirsek diye demişler ve korkmuşlar..
Çok dil döktüm,. Araştırdım, sorusturdum 90 gün turistlik vize anlaşması varmış.
Ama gelde iki yaşlıya bunu anlat.
Gelmediler! 2005'de biz tatile Türkiye'ye gittik.
1 ay kalıp geldik. 4 ay sonra babamın acı haberi geldi. Gittim ama ne canlısına, nede cenazesine yetişebildim!
Köye gömüp gelmişler ben vardığımda.
Yeni gelenlere de benide götürün diyemedim.
Zaten 10 günlüğüne kısa izin alıp gitmisiz.
Yâni anlayacağınız hala içimde bir uhde kaldı.
Babamla burada bir anım hiç olmadı! O konsolos bayanın yüzünden.
Millet akın akın Japonya gezisi yapıyor.
İki yaşlı kızına gidecek, ben olsam sizi içeri almam!
Babamın vefatından sonra annemi ikna ettim. Cesaret verip gelmeye karar verdirdim.
Ama nasıl?
Sen gelip beni alıp götürürsen dedi:) iyi tamam dedim. 2005'in tatiliyle, 2006'nın cenaze ziyaretinden dolayı yılda iki kez Türkiye'ye gitmem bayağı bir birikimimizi bitirmişti.
Bende o zaman 2009'da gelicem o zamana kendini hazırla aynı güne bilet ayarla birlikte döneriz dedim. Gün geldi çattı. Yıl 2009 :) bir aylık Türkiye tatilimizi yaptık. Dönüşü annemle aynı güne ayarlayıp, ilk kez  Japonya'ya dönerken gözyaşları olmaksızın güle eğlene Japonya'ya döndüm:)
Her yıl arkadan ağlayan ana olunca, zor geçiyordu dönüşlerim.

11 saatlik zorlu bir uçak yolculuğumuz bitti.
Japonya'ya vardık, sağ salim indik.
Annem'de görmüş olacak girerken hiçbir zorluk olmadığını. Görünce ve yaşayınca çok pişman oldu.
Bu kadar kolay olduğunu bilseydim o kadının dediğini dinlemezdim, babanıda getirirdim dedi. Neyse adamın burada yiyecek ekmeği yokmuş diyoruz artık.

Annem, Japonya'ya inmemizle göz bebeklerinin büyüdüğünü farkettim :)
O kadar heyecanlı, o kadar neşeliki tarif edemiyorum :)
1. Kızının evini gördü ilk kez.
2. Japonya gibi bambaşka bir kültürü tanıyacak.
Annem gelecek diye yaz tatilimi uzattım. Birlikte gidilecek yerler, yapacak işler çok:)
İlk önce evin çevresini gezdirdim. Sonra Namba, Shinsaibashi, nipponbashi osakayı bitirdik.
Birde öyle bugün yoruldum yarın evde oturalım demiyor:) Her gün gezdir beni diyor:)
Ama her gittiği yere uyum sağlaması.
Hiç yorulmaması çok işime geldi.
Sevip sevmeyecek diye her yere götüremiyordum. Birde deli gibi alışveriş yapıyor haa:)
Bunu oğluma, şunu kızıma, bunu şu torunuma diye iki valiz hediyelik aldı:)
Kendi evinede ilginç ilginç aletler, eşyalar:)
3 aylığına geldi.

Zorlandım her gün bugünde nereye götürsem diye:)
Bu aralarda da Türk bir-iki aile geldi Osaka'ya.
Fethullah okullarının hocaları.
Onların sohbetleri oluyordu bende katılmaya başladım. Annem çok seviyordu bu ev gezmelerinide.
Bütün Türk-Japon bayan arkadaşlarla kanka oldu:)
Millet bayılıyordu annenin muhabbetine:) onlarda benim gibi anasız babasız sonuçta.
Bir nevi ana özlemini gideriyor insan.
Çünkü yok büyüğümüz dediğimiz bir yaşlı.
Osaka'yı, Kobe'yi, Kyoto' yu Osaka'ya yakın bir kaç şehri dolaştırabildim en fazla.
Sağolsun annem elimi cebime artırmıyordu:)
Japonya'nın kaplıcalarına götürdüm bir kaç kez.
Ba-yıl-dı :) çok sevdi. Japon ailemizde davet etti. 3 gün de onlarda kaldı.
Artık annemi tutana aşk olsun:) Osaka'yı karış karış öğrendi:)
Arada bir işyerimden telefon geliyordu. Çalışanlardan biri işe gelmeyince yerine beni çağırıyorlardı.
Öyle günlerde annem tek kalıyordu evde.
Bir bakıyordum işe yanıma gelmiş:)
Şaşırıyordum nasıl bulabildin yolu diye:) sen getirmiştin ya bir kere ondan aklımda kaldı geldim diyor:)
Sağolsun kızı kreşe götürüyordu her sabah. Akşamda almaya.
Sıkıldıkça tek çıkıyordu evden. Bir geliyordu şurda hal buldum.
Şurda manav buldum diyerek elini kolunu doldurup geliyordu.
Buzdolabımızın bereketi hiç bitmiyordu maşallah hep dolu:) malûm tek tek satın aldığımız için sebzeleri.
Bu kadar meyve, sebze dolduğunu çok fazla göremiyorduk :)
3 kanka oldu bizim Japon aile ile Türk aile büyükleri:) çok sevdiler birbirlerini.
Ne faydaki dil diş yok her iki tarafta:)) benim kızı yanına veriyordum, o çevirmenlik yapıyordu yaşlılara:)
onun dışında el işaretiyle çok iyi anlaşıyorlardı:)
Dedim 3 gün nasıl anlaştınız? Annem gülüyor hemen:)
Açıktım demek için karnımı gösteriyordum, su için bardağı, lavabo için kapıyı, gezme için camı, uyuma için iki elimi yanağıma koyuyordum:) aynısını karşıda öyle yaparak anlaşmışlar:)
Japon annemde geçen sene Türkiye'ye anneme gitti bir aylığına.
Annem, bir sabah kahvaltı için pastaneye götürdüm poğça, börek yedik çok beğenmiş evede aldı evde de yedi dedi.
O günden sonra pastanenin poşetini atmamış saklamış.
Meğersem çıkartıp poşete vuruyormuş elinide yola doğru gidelim yapıyormuş.
Bir ay kaldı, bir ayda o poşeti hiç atmamış kadın. Her sabah pastaneye gitmek istedi dedi.
Çok hoşuma gitmişti:)
Birbirlerini çok güzel ağırladılar anlayacağınız:) gerçektende kadın ne yapacağını, nereye götüreceğini şaşırıyordu.
Japonlar'da minnet borcu kolay kolay ödenmez.
Yapılan iyiliği mezara girene kadar unutmazlar.
Annem 2-3 yılda bir gelmeye başladı:) hemde tek başınaaa :))
Japonya'yı çok seviyorum, özlüyorum diyor inanırmısınız? bizden çok seviyor buraları.


Gördüğü bütün kimonolu kızlarla, tapınak görevlileriyle, ilginç bulduğu yerlerle resim çekmekten benim parmağım yoruldu artık:)
700'ü geçkin resim doluydu makinesi :)
Babam'dan sonra emekli oldu. Allaha şükür gelirleride var ve tek başına. Bundan sonra gezecek ne yapsın?
Bizim içinde ilaç gibi oluyor annemin gelmeleri.
Çocuklar ilk kez 4 kişilik aile dışında bir de anneanne diye biri varmış! Bu kavramı öğrendiler.

Hiç büyük aile içinde yaşamadıkları için yadırgadılar uzun bir süre.
3 ay süre için'de alıştılar varlığına. Türkiye gezilerinden biliyorlar tanıyorlar ama sadece bir aylık akrabalığı benimseyemiyor çocuklar.
Bu 4 kişilik aileye birde anneannelerini kattılar dünyalarına.
Çocukların bile hayatları değişmişti.
Hep çevrelerinde gördükleri anneanne, babaanne sevgisini ilk defa tadıyorlardı.

4 yorum:

  1. Teyzemin ellerinden öpüyorum çok güzel fotoğraflar :)

    YanıtlaSil
  2. Tesekkur ederiz ali bey. En az 700 fotoğraf daha var hepsi birbirinden güzel:)

    YanıtlaSil
  3. Annenizin o fotoları.. çok merak ettik annenizi

    YanıtlaSil
  4. yazılarınız cok basarılı ,hemen hemen hepsini okudum üç günde ve kafamda japonya hakkında bilinmezlikler dagıldı,bir fikir oluştu tesekkürler

    YanıtlaSil

Duygularını bizimle paylaşmak ister misin

Youtube Kanalima Abone Olun

Sosyal Medya Kanallarimdan da Beni Takip eddebilirsiniz