26 Mart 2023 Pazar

Japonya’da boşanma davası açmak

Avukatla 3. Kez arabulucuya gittim. Eşim sadece ilk buluşmada bulundu. Diğer ikisine de gelmedi. Böyle olunca da arabulucu otomatikmen düştü. O hafta avukat resmi olarak boşanma davası açmak için hazırlıklarını tamamladı. Sorun hangi amaçla açılacak bu dava? Anlaşmalı mı? Çekişmeli mi? Malesef adam yanaşmıyor. Kesinlikle Japonya’da bilmediğim bil dille, bilmediğim bir kanunla boşanmam diye diretti. O zaman çekişmeli boşanma davası açacağız!

Dava başvurumuz kabul oldu. Eşimin adresine boşanma celpi gönderildi! İlk davamız 1 ay sonraya verildi.. Bu bir ay içerisinde savunmamızı hazırlamamız gerekiyor.

Celpler geldikten 5-6 gün sonra avukattan telefon geldi. Bu davaya bakacak savcı aramış. Şu ana kadar Japonya’da boşanma davası açan Türk çift olmamış. Biz ilkmişiz bu yüzden de Türk kanunlarına göre boşanma süreci ve yasasını bilmiyorlarmış. Çekişmeli boşanma davasında “Boşanma sebeplerini neye göre karar veriliyor”, “Velayet davası”, “Tazminat davası, “Mal bölüşümü” bunlar nasıl yapılıyor? Japonya ile Türkiye arasında dava sözleşmeleri ve anlaşmaları yokmuş. Japonya tarihinde şimdiye kadar 2 iranlı, hintli, amerikalı vs boşanma davası görülmüş fakat 2 türkün davası hiç görülmemiş. Bu nedenden dolayı da benden Türk ceza kanunlarının Japonca tercümesini istediler. Türk ceza kanunlarının japoncası Türkiye’de bile yokken 100’lerce sayfalık ceza kanununu size nasıl tercüme ettirip sunayım? Bu imkansız dedim.

Neyse kendileri araştırıp bulacaklarmış..
O süreçte benden eşime karşı açacağım davaya karşı deliller, şahitler istedi.
Ben zaten aylardır delilleri topluyordum. Her birini maille avukata göndermeye başladım. Kadınlarla mesajlaşmalarını, messengerdan bana yaptığı hakaretleri, 9 kere evden kovduğu mesajları avukata gönderdim.

Mesajlar türkçe olduğu için hiçbirini anlamadı tabiki. Bunların hepsini satır satır, gönderilme tarihi ve saati açık ve beyanlı olarak japoncaya çevirip öyle göndermemi istedi.
Dört dörtlük bir japoncam yok! Kime nasıl çevirtsem? Tamam oğlum var, japoncası 1. Seviye ama onu bu işe karıştırıp psikolojisini bozmak, kendimden soğutmak istemiyorum.
Çok çaresiz kaldığım bir süreçteydim. Ne yapsam diye bir kaç gün geçti. Allah tarafından yıllardır görüşmediğim, uzun zamandır ne telefonu ne de Line bende olmayan bir japon arkadaşımdan bir anda bana telefon geldi.

Tanımadığım bir numara beni aradı..
Ayseellllll napiyorsun kızzzzzz diye bir ses
Aaaaa! Selam sen nasılsın, ne zamandır görüşemiyoruz dedim.. O da hemen görüşelim dedi. Bir şeyler duydum doğru mu diye sordu. Ne duyduysan doğrudur dedim. Hemen ertesi gün için buluşma ayarlayıp görüşmeye gittim.

O da gençken bir koreli ile evlilik yapmış ve yıllarca süren bir boşanma sürecinden geçmiş.
Senin şuanki durumunu çok iyi anlıyorum. Sana yardımcı olmak istiyorum dedi. 3 sene Türkiye’de yaşamış, 25 senedir de ablası Türkiye’de yaşayan ve onunla hep türkçe konuşan bir arkadaş gönderdi Allah bana..

Dedim böyle böyle.. Ben de bunca mesajları nasıl japoncaya çevirip mahkemeye sunacam diye kara kara düşünüyordum dedim.
Ben yaparım o kısmı demez mi.(Allah razı olsun) Bu arada da oğluşumun Türkiye’de üniversitesi yaz tatiline girdi. Bu sene yaz tatilini yanınızda geçirmek istiyorum diye Japonya’ya gelmesin mi. Ben istedim bir göz allah verdi iki göz:))

Oğluşumla birlikte arkadaşımın evine gittik. Ben önden maille tüm mesajları arkadaşa göndermiştim. Oğlanla arkadaşım da bilgisayardan tercümesini yapıp tek tek printerla çıkarıp dosyaladı. 20 sayfalık bir delil çıkardık. Arkadaşımı her çevirisinde eşime küfür ederken görecektiniz:)) Kadın sinirden dişlerini sıka sıka bir kalmıştı. (Canım benim)

Hemen ertesi gün avukatı arayıp tercümeler hazır deyip götürdüm. Hatta arkadaşımla oğlum da avukata geldiler. Bir de biz konuşalım dediler.. 3 kişi gidip görüştük. Benim eksik anlattığım yerleri onlar düzeltti. Avukatta şimdi her şey daha net oldu. İyiki geldiniz diye mutlu oldu.

Tek sorun Türkiye ceza kanunlarındaki boşanma davaları nasıl işliyor. Japonya ceza kanunları anlaşmaları içerisinde Türkiye’ninde kısa bir içeriği de bulundu. “Aldatma, hakaret, evden kovma vs durumlarda dava açma hakkı varmış bu anlaşıldı tamam ama sizde mahkemede dava açılarak boşanma oluyormuş. Bizde belediye’ye gidip dilekçe verilerek boşanılıyor” dedi avukat.

“Ama şöyle bir şey var. Eşlerden her ikisi de anlaşarak bizim belediye’ye dilekçe verilerek boşanırsa bunu konsolosluktan tanınıp Türkiye’de de resmen boşanabilirmişsiniz” dedi.
Biz de o zaman bunu deneyelim dedik. Arkadaşım illa adamın yanına birlikte gidelim, kağıda imza attıralım dedi. 8 aydır hiç yüz yüze gelmemişiz tırsmıyor değilim!

Avukattan çıkıp belediye’ye gittik. Boşanma dilekçesini aldık. Dilekçe A4 kağıt boyutlarında, iki bölümden oluşuyor. Bir tarafı 2 şahit isim, adres, imzası olacak. Bir tarafında da boşanacak kişilerin bilgileri ve imzaları olacak.

Belediyeden dükkana eşimin yanına gittik. Giderken de arkadaşım yolda aradı haber verdi tabiki. Ayselle birlikte geliyoruz sakın ters bir şey yapma, bozuşuruz vs konuştu.
Dükkana girdim. İlk defa karşı karşıya geldik. Ben hiç konuşmadım. Hiç ağzımı açmadım. Sadece arkadaşım konuştu o da cevap verdi.

Arkadaş boşanma dilekçe başvurusunu çıkarıp masaya koydu. Bak M…… bu iş olmuş bitmiş artık. İnatla kavgayla hakaretle düzelmez. Tehditle hiç olmaz. Aysel o evden çıktıysa o eve bir daha geri dönmez. İnadı bırak, gel her ikiniz de bu kâğıdı imzalayın, yıllarca sürecek bir davadan bir kağıtla kurtulun dedi.

Eşim ikna oldu. Tek şartım var dedi, eğer o şartı aysel yerine getirirse o zaman hemen bugün belediye’ye gidip boşanırım dedi..

Devamı gelecek..

24 Mart 2023 Cuma

Japonya’da iki türkün boşanma davası

Çabalarımın sonunda devlete sırtımı dayamışlığımın rahatlığı ile o gün uzun bir uyku çektim. Ama malesef sabah 9’a kadar! Çünkü hala 2 işte birden çalışmak zorundaydım. Tamam devlete bağlandım ama ilk yardımımı bir ay sonra alacağım. O güne kadar işe devam. Hele bir ilk yardım maaşımı alayım hemen işi tek’e düşüreyim..

Belediye işlemlerinin bitmesinden 1 hafta sonra avukatımın ilk randevusuna gittim. Google maptan adresi girerek (eskiden elle harita çizerek bulurdum) adresi buldum. Avukatın yanına çıktım. Tamam japoncam var ama hukuki japoncam sıfır. 10 kelimesinden ya beşini, ya birini, ya dokuzunu anlıyorum. Adama dedim ya bu böyle olmayacak bana hukuki dille değilde normal anlayabileceğim klasik japoncayla anlat:)) Sağolsun öyle de yaptı. Ama yine de arada tozunu kaçırmıyor değildi.

İlk randevum dava açmak isteyip istemediğimi sormak içindi.

Sorun neydi, neden boşanmak istiyorum içeriğini öğrenmek istedi.

Ben kimim, bu ülkede ne işim var, neden, nasıl geldim.

Kendimi tanıtmamı istedi, çoluk çocuk var mı, evi geçindirmek için ne işle uğraşıyorsun vs

Sözleşmeler yapıldı, imzalar atıldı. Avukat parasına gelince “Sen şimdi devlet koruması altına alındığın için devlet sana ücretsiz avukat sağlayacak” diyincede ben bir Ohhh çektim. Malum Japonya’da bir avukata iş vermek 200 bin yenden başlıyor. O zaman bana bir güç geldi. Hemen davayı açalım dedim. 

Mahkemeye başvurmak, avukat atanmasını yapmam, dava açmak 10 günü bulur dedi. Karar çıkar çıkmaz haberleşip randevu veririm diyip beni gönderdi.

Ben de işe devam yine günlük kavgalı, hakaretli mesajlaşmalar, dışarda çalış, evde çalış bir koşturmacanın içerisinde bir hafta geçirdim. 1 hafta 10 gün sonra avukat telefonla aradı. “Devlet avukat olarak beni ücretsiz atanmama izin verdi, dava açma izni de aldım. Gelin ince ayrıntılı bir dava başvurunuzu yapalım” dedi. Hemen ertesi gün için randevu aldım. Sabah işe gidip, iş çıkışı avukata koştum. 3 saat gibi 20 yılda olan biten her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlattım (bana yapılanı asla unutmam.30 yılda geçse saniye saniye hatırlarım)..

“Dilekçemiz hazır. Bu hafta eşinin adresine uzlaşma talebi göndericem, o şekilde halledebilirsek daha kısa sürer” dedi. Eve geldim. Adama da yazdım haberin olsun avukattan bu hafta bir mektup gelecekmiş sana. Dava açmadan önce seninle iletişime geçmek istiyor. Eğer seninle uzlaşma olursa dava açmadan direk aramızda çözelim dedi diye mesaj attım. Ooooo koptu kıyamet! “Ne avukatı, ben asla bir yere gitmem, avukat mavukat tanımam, hiç bir yere imza atmam, seni boşamıyorum, nasıl boşanacaksın tek başına hadi yap bakalım” falan adam kö-pür-dü!

Sen bilirsin dedim. İster uzlaş istersen de uzlaşma ben avukata verdim. İster 1 ay sürsün isterse 10 yıl bitti artık! Yeterince senin aşağılık psikolojinin kurbanı olmayacam. İçime ata ata beni böbrek hastası ettin!

4-5 gün sonra avukattan uzlaşma bildirimi gitmiş. Bana resim çekip atmış. “Avukattan mektup gelmiş beni çağırıyor hiçbir yere gitmem ben haberin olsun” diye eklemiş. Ben de bunu avukata söyledim. Gelmeyecekmiş, “O zaman direk dava açacağım” dedi. Siz bilirsiniz açın dedim.

Bir hafta bekledim. Tabiki de bu sefer ejderha ile uğraştım:) neyse ben kulakları tıkıyorum (arada engelleniyor) yine bir kaç gün sonra avukat aradı “ Savcı bizi arabulucuya yönlendirdi, 3 kez arabulucuya gitmemiz gerekiyor. Eğer arabulucu da bir sonuç çıkmazsa dava açılacak dedi.

İlk arabulucu görüşmesi için mahkeme binasına gittik. Kapıda avukatım beni karşıladı. Buluşup güvenlikten birlikte geçip 6. Kata çıktık. “Eşin de burada, gelmiş” dedi. Uzun zamandır bir araya gelmedik korktum. Ya karşılaştığımızda bir şey yaparsa diye. “Merak etme yüz yüze gelmeyeceksiniz” dedi. Nasıl yani? “Japonya kanunlarında boşanan çiftler mahkemede bir araya getirilmez. Kadının can güvenliğini tehlikeye koymayız” dedi.

Aynı katta bile tutmuyorlarmış ikimizi de. Ben 6. Kattayım o 7. Kattaymış. Ben tek geldim ama o yanına tercüman bir Türk arkadaş getirmiş. Ara bulucu olarak 3 kişi geldi. Biri kadın, iki erkek. Her 10 dakikada bir odadan çıkartıyorlar bizi. 10 dakika benimle görüşüyorlar, 10 dakika sonra sen çık diyip beni başka odaya sokup, benden sonra onu o görüşme odasına alıyorlar. 1 saat gibi süre içinde 3 kere ben 3 kere onunla ayrı ayrı görüştüler.

3 görüşmenin sonunda sonuç için son görüşmeye girdik. “Eşiniz kattiyen uzlaşmaya yanaşmıyor. Kesinlikle boşanmam diyor. Hele hele Japonya’da asla boşanmam diyor” dediler. “Yinede biz tekrar sizi çağıracağız, bu bizim görevimiz” diyip gönderdiler. 1 ay içinde 3 kez görüşme planladılar. İlk görüşmeye gelen adam diğer her ikisine de gelmedi. Tek ben gittiğim için arabulucu kısmı otomatikmen geçildi..

Bu arada da Japonya kanunlarında boşanma davası açılmadan, boşanma gerçekleşmeden de nafaka başvurusu yapılıyormuş. Avukatım ilk iş ona bakmış. Acilen nafakaya bağlamak istemiş beni fakat resmi bir yerde işçi olarak çalışmadığı için belirli bir maaş kesintisi yapamamış. Yani bir yerde çalışıyor olsaydı banka hesabına yatan maaştan devlet izniyle nafaka kesintisi yapılabiliyormuş. Kendi dükkanını işlettiği için maaş göstermediğinden nafaka kararı çıkartamadı. Dilekçeyle direk kendisinden alma başvurusu yapmış onu da adam kendisi reddetmiş. Param yok nafaka mafaka veremem diye kararı red etmiş.

Ben zaten hiç şaşırmadım.. 3 ay 1 yen bile vermeyen adam bana nafaka mı bağlayacaktı?

Kız henüz 18 yaş altı olduğu için velayet davası açmak istiyor musun diye sordu avukat. İstemiyorum dedim. İstiyorsa babası alsın velayetini. Şurada 1 yıl kalmış reşit olmaya bir de velayet davası ile uğraşamam dedim. Gerçi babası da istemedi. Çokta umrunda değildi çocuğun velayeti de bakımı da. Ne bana nede çocuğuna ne nafaka bağladı nede velayet talebinde bulundu.

Youtube Kanalima Abone Olun

Sosyal Medya Kanallarimdan da Beni Takip eddebilirsiniz